KursProgramiSpot

DİKKATİNİNİZİ ARTIRMAK İSTER MİSİNİZ?

Motivasyon eksikliği

Bu sorun daha çok, “Neden ders çalışmam gerekiyor?” ve “Hedeflerimi açık ve net olarak belirledim mi?” türünden soruların sorulmaması ve cevap aranmaması yüzünden ortaya çıkmaktadır. Çalışma ya da çalışmama arasında hiçbir farkın bulunmadığı ve ciddi anlamda sonucun ne kazandıracağının (istediğiniz üniversitenin istediğiniz bir bölümünü kazanmanız) ya da ne kaybettireceğinin (üniversite sınavında beklediğiniz başarıyı gösterememeniz ve istediğiniz bölüme yerleşememeniz) düşünülmediği durumlarda yapılan işe karşı heyecan duymak çok zordur

Zihinsel meşguliyet

Ders çalışmaya başlamadan önce günlük problemlerin bir kenara atılması gerekir. Ders çalışırken hayallere dalmak ya da o anda başka bir şeyi düşünmek dikkati olumsuz etkilemektedir.

Ön-bilgi (temel) eksikliği

Konsantrasyonu olumsuz etkileyen faktörlerden biri diğeri de ön-bilgi (temel) eksikliğidir. Matematik dersinde trigonometri konusunu öğrenmeye çalışan bir öğrencinin ön bilgisi ne kadar yeterli ise çalışırken bu konuyu kavraması da o kadar kolay olacaktır.

Fiziksel ortamın yanlış düzenlenmesi

Bu faktör hem verimli çalışabilmenizi hem de konsantrasyonunuzu etkilemektedir. Bu konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgiyi çalışma ortamının düzenlenmesi adlı yazımızda bulabilirsiniz.

Masa dışında (yatarak Zor ve karmaşık konular

Biliriz ki her dersin, anlaşılması diğerlerine oranla daha zor ve karmaşık konuları vardır. .

Yavaş okuma

Konsantrasyonu etkileyen faktörlerden bir diğeri de bir metin okunurken, notlar tekrar edilirken ya da soru çözülürken düşük bir hızla okumaktır. Bu durum aynı zamanda anlama düzeyini de olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Günün yanlış saatinde çalışmak

Her bireyin verimli bir şekilde ders çalıştığı zamanlar birbirinden farklılık gösterir. Sizde konsantrasyonunuzun en sık dağıldığı çalışma saatlerini belirleyin. Çalışma saatlerinizi, daha verimli olabileceğini düşündüğünüz saatlere kaydırın.

Uzanarak) çalışma

Uyku ve uyanıklıkla görevli olan anatomik yapı beyin sapında bulunmaktadır. Kas geriliminin belirli bir düzeyde olduğuna ilişkin bir mesajın ilgili kısıma gitmesiyle uyanıklık sağlanmış olur.

Güven eksikliği ve aşırı stres

Dikkati belirli bir noktada yoğunlaştıramamanın sebeplerinden bir diğeri kendine güven eksikliği ve yüksek kaygı düzeyidir.

Konunun bütünlüğünü kavrayamama

Bir konu hakkındaki ana düşüncenin kavranamaması, düşüncenin belirli bir anlam etrafında yapılanamamasına neden olur. Bu da dikkatin dağılmasıyla sonuçlanabilir.

fem

ETKİLİ DERS ÇALIŞMA PLANI NASIL YAPILMALIDIR?

Ders çalışmadan önce ilk yapmanız gereken şey “Ben neden ders çalışmalıyım?” ,“Neden okulda başarılı olmalıyım?” sorularına cevap bulmalısınız. Yani bir amaç, bir hedef belirlemelisiniz.

Kendinizi tanımaya çalışın. Çünkü kendinizi ders çalışma alışkanlıkları ve öğrenme açısından ne kadar iyi tanırsanız çalışma düzeninizi buna göre en iyi şekilde planlayabilirsiniz.

Çalışma planı hazırlarken hangi dersin hangi saatte çalışılacağı kararlaştırılmalıdır. Zor olan veya öğrenirken zorlanılan dersler için verimli çalışma saatleri ayrılmalıdır. Verimli çalışma saatleri, zihnin uyanık olduğu, konsantrasyonun en yüksek seviyede olduğu saatlerdir. Her öğrencinin verimli çalışma saatleri farklı olabilir. Öğrenci eğer verimli çalışma saatini bilmiyorsa kendini izleyerek bunu tespit edebilir.

Çalışma planında her ders için bir çalışma zamanı ayrılmalıdır. Çalışma zamanının standardı yoktur. Her öğrenci, ön bilgisine, dersi anlamamış olmasına vb. birçok kritik durumu dikkate alarak hangi derse ne kadar zaman ayırması gerektiğini planlamalıdır.

Çalışma planında, çalışma süreleri mümkün olduğunca aynı saatler olmalı. Böylece o saatte çalışma alışkanlığı kazanmış olursunuz.

Çalışma planında yer alan dersler, okulda veya dershanedeki ders programına uygun olmalıdır. Örneğin, Pazartesi günü sabah saat 8.00-10.00 arası, okulda matematik dersi varsa çalışma planında Pazartesi öğlenden sonraya matematik dersi konmalıdır.

Tekrar verimli çalışmanın vazgeçilmez bir parçasıdır. Yine bildiğiniz gibi tekrar sürekli değil, aralıklı yapıldığı takdirde daha verimli olur. Burada tekrarın çalışma prensibinden çıkan sonuç şudur: “Öğrenme aralıklı yapılmalıdır.” Bu nedenle çalışma planı hazırlarken dinlenme aralarına da yer verilmelidir. Ancak bu aralar çok uzun olmamalı. Uzun aralarda tekrar derse dönmek zor olabilir. İdeal ders çalışma şöyle olmalıdır. 40 dakika ders çalışma, 5 dakika tekrar, 10 dakika dinlenme, daha sonra diğer saatin çalışmasına geçilir, bu şekilde ders çalışmaya devam edilir. Ancak özellikle sayısal derslerde eğer problem çözülmesi gerekiyorsa çözülmeden ara verilmemelidir.

Yapı ve işleyiş bakımından birbirine benzeyen iki ders üst üste çalışılmamalıdır. Örneğin fizik ve kimya dersleri üst süte çalışılmamalı. Eğer bu tür dersler üst üstte çalışılırsa bilgilerin birbirine karışması durumu meydana gelebilir. Bu derslere fizik, tarih, kimya şeklinde çalışma planında yer verilmelidir.

Çalışma planında hep derse yer vermek zorunda değilsiniz.  Arkadaşınıza, ailenize, sinemaya vb. birçok sosyal etkinliğe de çalışma planınızda yer verin. Bu ders dışı faaliyetleri planınıza mutlaka saati saatine yazın.

 

 

 

fem

HANGİ TESTE NE KADAR SÜRE AYRILMALIDIR?

 Bu durum bireyden bireye farklılık gösterir. Bu bakımdan bir teste şu kadar zaman ayırmalısınız diye bir öneride bulunmak yanlıştır.

Temel ilke, her teste yeterli zamanı ayırmaktır. Bu da sınav öncesi yapılan çalışmalar ve sınav sırasında uygulamanız önerilen turlama tekniğinin kullanılması ile olasıdır.

Puan değeri açısından yüksek olan teste çok zaman ayırıp diğer testlere az zaman ayırmak ya da hiç zaman ayırmamak son derece yanlış bir tutumdur.

Puan değeri yüksek olan testteki zor bir soruya ayıracağınız beş dakika yerine puan değeri daha az olan testten 2-3 soruya zaman ayırıp çözmeniz daha akıllı ve doğru bir yoldur

fem

MÜZİK DİNLEYEREK DERS ÇALIŞMAKLA NE KADAR VERİM SAĞLANIR?

Öğrenme, zihinde gerçekleşen bilişsel bir süreçtir. Öğrenmenin gerçekleşmesi için gerekli olan faktörlerden birisi de dikkattir. Dikkat ise yoğunlaşma demektir. Dikkatin dağılmasına neden olan faktörlerden iç ve dış kaynaklı olabilir.

Özellikle matematik, fen ve sosyal bilimler gibi düşünmeyi gerektiren dersler çalışırken müzik sesi, hoşa gittiği kadar çalışma motivasyonunu da etkileyen faktörlerledir. Çalışma esnasında zihnimizi mümkün olduğunca dikkati dağıtıcı faktörlerden uzak tutulmalıdır.

Diğer bir durum ise, ders çalışma esnasında sırf sıkılmamak için müzik dinleme tercih edilebilir.

Bu durumlarda ise öğrencilerin konulara adapte olması ve müzik sesinin öğrencinin ders çalışma isteğini köreltmesi söz konusu olabilir. Ayrıca, uzun süre kulaklıkla veya sesli olarak müzik dinlenmesi kişiye ruhsal ve vücutsal olarak da hasar verebilir.

Bu gibi sebeplerden dolayı müzik dinleyerek ders çalışmak birçok uzman tarafından tavsiye edilmemektedir.

Öğrenmenin bir boyutu da zihin ve kas koordinasyonuna dayalı olan psikomotor öğrenmelerdir. Bu tür öğrenmeler daha çok kas gücüne dayandığından dolayı ritmi sağlayabilmek için müzik olumlu bir etki oluşturabilir.

Bazı durumlarda ise bir kısmı öğrenciler, müzik dinlerken konuya daha çabuk adapte olabilme yeteneğine sahiptir.

Müzik onları derslere daha çok yoğunlaştırarak dış ortamla olan ilişkisini belirli bir süre etkisiz hale getirebilir ve müzik dinleyerek çalışmak onların daha çok verim almasına sebep olabilir. Ancak bu durum herkes için geçerli değildir.

fem

ÖNEMLİ OLAN ETKİLİ Mİ ÇALIŞMAKTIR ?

Öğrencilerden genel beklenti “derslerine çok çalışıp, başarılı olmaları” yönündedir. Beklenti böyle olunca başarısızlığın nedeni, “yeterince çalışmamak” olarak görülmekte ve öğrenciden sürekli daha çok çalışması istenmektedir.

Oysa gerekli olan “Bilinçsizce çok çalışmak” değil; verimli ders çalışma yollarını iyi bilerek ve bunlardan gereğince yararlanarak etkili çalışmaktır.

Verimli ders çalışma yollarını öğrenmek isteyen öğrencinin, önce bu yönde olumlu alışkanlıklar kazanmaya kararlı ve niyetli olması gerekir. Buna karar verdikten sonra ders çalışmasını aksatan ya da kolaylaştıran alışkanlıklarının bir listesini yapmalıdır. Bir yandan listede yer alan olumsuz alışkanlıklarını bırakmaya çalışırken öbür yandan da olumlu alışkanlıklarını pekiştirmek için çaba göstermelidir. Çalışma ve denemeler, olumsuz alışkanlıklar atılıncaya, olumlu alışkanlıklar iyice yerleşinceye kadar sürdürülmelidir.

Etkili çalışmak için yapılması gerekenler

AMAÇLARINIZI BELİRLEYİNİZ

Her çalışma bir amaca yönelik olmalıdır. Bu amaçlar, bir problemin çözümünü öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek vs. olabilir. Bunları iyi belirleyerek çalışmaya başlayan kişiler, bu yakın amaçlara ulaşa ulaşa sınıfını geçmek, okulunu bitirmek ve sınavı kazanmak biçiminde özetlenen uzaktaki amaçlarına da ulaşmaktadırlar.

 

PLANLI ÇALIŞINIZ

Birden çok iş ya da ders üzerinde aynı günde çalışmanız gerektiğinde hangisinden işe başlayacağınızı bilemediğiniz ya da çalışmaya başlamak için karar veremediğiniz anlar oluyor mu? Bu soruya yanıtınız “evet” ise, sizin planlı çalışmayı bilmediğinizi kolayca söyleyebiliriz. Bu tür bir durumla, yani aynı zamanda birden çok dersi çalışmayla yüz yüze geldiğinizde, derslerden her birinin üzerinizde yarattığı ruhsal baskı, bunlardan herhangi birine kendinizi tümüyle vermenizi engelleyerek ve verimsiz biçimde işlerden birini bırakıp ötekine atılmanıza neden olacaktır.

Bu tür kararsızlık ve karışıklık ancak hangi dersi ne zaman yapacağınızı belirli bir sıraya koymakla yani “Karar Vermekle” ortadan kalkar. İşte çalışmada plan; “nasıl”, “ne zaman” ve “nerede” çalışacağınıza karar vermek demektir.

 

ZAMANI VERİMLİ KULLANINIZ

Öğrenciler bedensel, zihinsel, duygusal yapıları, ilgileri ve yetenekleri bakımından birbirlerinden farklıdırlar. Bir öğrencinin isteyerek çalıştığı ve hemen öğrendiği bir dersi bir başka öğrenci zor öğrenebilir. Bir başka öğrenciyse çabuk yorulabilir ya da çalışmak istemeyebilir. Bu nedenle bir ders ya da konu içinde ayrılacak süre öğrenciden öğrenciye değişir. Her öğrenci zamanı kendine göre ayarlamalıdır.

Bir saat çalıştıktan sonra araya 5-10 dakikalık dinlenme koymak yararlı olur. Bu sayede bir saatlik çalışma sonunda dağılan dikkat ve azalan verim tekrar kazanılır.

 

VERİMİ AZALTICI ETKENLERİ ORTADAN KALDIRINIZ

Çalışmaya başlamadan önce, yorgunluk, uykusuzluk, ağrı, aşırı kaygı, heyecan, endişe, açlık, aşırı tokluk, aile dertleri, normalin altında ve üs-tündeki fiziki şartlar (çok sıcak, çok soğuk gibi) acelecilik, telaş, araç ve gereç noksanlığı gibi etkenlerin elden geldiğince giderilmesi gerekir.

 

ÇALIŞMA İÇİN UYGUN BİR ÇALIŞMA ORTAMI SEÇİNİZ

Çalışma yeri derli toplu, yalın elden geldiğince sabit ve sakin olmalı, ayrıca ışık, ısı gibi fiziksel sorunları da çözümlenmiş olmalıdır. Ayrı bir yerin sağlanamaması çalışmadan kaçmanın bir nedeni olmamalı, elverişsiz koşullarda da ders çalışmaya alışmalıdır.

Yatakta, koltukta ve divanda uzanarak çalışmak, dikkatin toplanmasını güçleştirecek, öğrencinin çalışmak için daha çok zaman yitirmesine neden olacaktır.

DERSE HAZIRLIKLI GELİNİZ

Başarılı olmanın yollarından biri de derslerin işlenmesine etkin olarak katılmaktır. Derslerde sürekli edilgin durumda kalan öğrencilerin işlenen konuları anlamaları zordur. Öğrenciler okula gelmeden önce, o gün işleyecekleri konuları gözden geçirmelidirler. Bu sayede hem derslerin işlenişine katılmak için gerekli güveni kazanırlar, hem de öğretmenin anlattıklarını daha kolay anlarlar.

Gerek işlenecek konulara hazırlanırken, gerekse işlenen konular gözden geçirilirken, anlamakta zorluk çekilen yerler belirlenmeli, bu konularla ilgili sorular hazırlanıp, derste öğretmene sorulmalıdır.

 

DERS İŞLEYİSİ SIRASINDA NOT TUTUNUZ

Öğrencilerin büyük bir kısmı not tutma tekniğini bilmemektedir.

Not tutarken; anlatılanlar öğretmenin ağzından çıktığı gibi değil, anlaşıldığı gibi yazılmalıdır.

Öğretmenin anlattığı konunun ana fikri ve anlamları kavranıncaya kadar beklenilmelidir. Zamanın çoğu yazmakla değil, dinlemekle, fikirleri kavramaya çalışmakla geçmelidir.

Konu; grafik, şekil, istatistik vb. bilgilere dayalı olarak anlatılıyorsa notlar arasına bunlarda alınmalıdır.

Önemli fikir ve paragrafların aynen yazılmasında fayda vardır.

Yazıların düzgün ve okunaklı olmasına önem verilmelidir.

 

ÖĞRETİM KAYNAKLARDAN YARARLANINIZ

Öğrenci, herhangi bir konunun öğrenilmesinde, basılı araçlara ne kadar başvurursa, öğrenme ilgisi ve zihinsel yetileri de o kadar çok genişleyecektir.

Basılı öğrenme araçlarından yararlanmada çizelge grafik, harita ve resimlerin özel bir önemi vardır. Bunlar sayfalarca anlatılan bilgileri topluca ve bir arada vererek o konunun kavranmasına yardımcı olmaktadırlar.

 

OKUMA HIZINIZI ARTIRINIZ

Okuma, öğrenmenin en temel yoludur. Öğrenmede hızlı okuma önemli ve gereklidir. Hızlı okumayla hem okunanlar daha iyi anlaşılır, hem de zamandan kazanılır. Okuma hızı lise öğrencileri için yaklaşık 200 – 250 sözcüktür. Bu hız okunulan yazının niteliğine ve okumanın amacına göre ayarlanmalıdır. Vakit geçirmek amacıyla bir hikâye veya roman okurken okuma hızı oldukça yüksek olabilir. Ama okuma yorum yapma, eleştirme özet çıkarmak için yapılıyorsa okuma hızı yavaş olmalıdır.

 

ARALIKLI TEKRARLAR YAPARAK UNUTMAYI ÖNLEYİNİZ

Öğrenilenler zamanla unutulabilir. Unutmayı önlemenin iki yolu vardır. Bunlardan biri öğrenilen bilgileri yeri geldikçe kullanmak, diğeri de aralıklı olarak tekrar etmektir.

Öğrenciler öğrendiklerini yeri geldikçe kullanırken hem bunların işe yaradığını görecekler, hem de yeni bilgiler edinmeye motive olacaklardır.

Aralıklı olarak yapacakları tekrarlar sayesinde ise bir taraftan eski öğrendiklerini hatırlarken diğer yandan da sınavlara her an hazır durumda olacaklardır.

fem

Sınav için ÖSYM’ye Başvurular Nasıl Yapılır?

Adaylar, önce kılavuzda belirtilen bankalardan birisine giderek ya da mümkünse ATM’lerden veya İnternet üzerinden sınav ücretini yatırmalıdırlar.

Daha sonra kılavuzda belirtilen koşullarda ve şekillerde en yakın ÖSYM Sınav Koordinatörlüğünde bulunan ÖSYM bürolarına veya başvuru merkezlerine giderek fotoğraflarını çektirirler ve başvurularını yaparlar.

Başvuru sırasında her adaya bir şifre verilir. Bu şifre adayın kendisine özgüdür. Başvuru bittikten sonra aday, sisteme girmeli ve bu şifreyi sadece kendisinin bildiği ve başkası ile paylaşmayacağı bir şifre ile değiştirmelidir. Aday, ÖSYM ile her türlü ilişkisini bu şifre üzerinden gerçekleştirmektedir. Adayın şifresinin bir başkası tarafından kötü amaçlı kullanılabileceği unutulmamalıdır.

Adaylar son iki yıl içinde sınav başvurusunda bulunmuşlarsa ve fotoğrafları ÖSYM aday sistemine kaydedilmişse İnternet üzerinden www.ais.osym.gov.tr adresine TC numaraları ve şifrelerini girerek doğrudan başvuruda bulunabilirler.

Adaylar açısından başvuru sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; tüm işlemleri tamamlayıp “başvuru işleminiz tamamlanmıştır” yazısını görmeleridir. 

Adaylar sisteme her ne amaçla girerlerse girsinler, hangi gün, nerede, hangi makineden ve hangi zamanda girdikleri, saniyesi saniyesine kaydedilir. Bu kayıtlar ÖSYM tarafından ileride oluşabilecek iddiaların açıklanabilmesi için mevzuat çerçevesinde saklanmaktadır. Bu nedenle adayların, şifrelerini korumaları kendi yararlarına olacaktır.

Sınav Binaları Nasıl Belirlenmektedir?  

ÖSYM sınav binası havuzunda sınavların yapıldığı il ve ilçelerdeki sınav binalarının kaç kat oldukları, her katta bulunan salon sayıları, aday kapasiteleri, engellilerin sınavını yapmaya müsait olup olmadıkları, oturum düzenekleri vb. bilgiler mevcuttur. Binalarda yapılan değişiklikler okul müdürleri tarafından ÖSYM’ye bildirilmekte ve bu bilgiler güncellenmektedir.

Başvurular tamamlanınca, ÖSYM sınava girecek olan aday sayısını dikkate alarak sınav merkezlerinde sınav yapılacak binaları, salonları ve sınavda görev alacak görevlileri belirler. Adaylar kendi tercih ettikleri sınav merkezlerindeki binalara belirlenmiş kriterlere göre tesadüfî olarak atanır.

Sınavda sorulacak sorular, ÖSYM uzmanları ve üniversite öğretim üyeleri tarafından ÖSYM Soru Hazırlama ve Geliştirme Daire Başkanlığı aracılığıyla çok sayıda hazırlanır.

Hazırlanan sorular, ayrı bir uzman grubu tarafından bilimsel denetimlerden geçirilerek doğrulukları onaylanır ve ayrıca sorular dil bilgisi kurallarına göre düzeltilir; yazım, çizim ve sayfa düzenlemesi yapılarak baskıya hazır hâle getirilir. Bilimsel ve dil bilgisi denetimleri yapılan çok sayıda soru arasından sadece ÖSYM’nin ilgili alan uzmanları tarafından seçilen ve ilgili testte sorulacak soru sayısının en az 10 katı kadar soru güvenlik içerisinde kriptolu olarak baskı merkezine götürülür.

“Kapalı Dönem Sınav Evrakı Hazırlama Süreci” kapsamında dış dünyadan tamamen izole edilmiş ve iletişimin tamamen kesildiği bir ortamda soru kitapçığı hâline getirilir ve basılır. Kapalı dönemin dışında olup da sınavda sorulacak soruları bilen hiç kimse bulunmamaktadır.

Sınavı hazırlayanlar sınav bitiş saatine kadar kapalı dönemde tutulurlar ve dışarı çıkarılamazlar.

Sorular ve Soru Kitapçıkları nasıl hazırlanmaktadır?

 

Sınavda sorulacak sorular, ÖSYM uzmanları ve üniversite öğretim üyeleri tarafından ÖSYM Soru Hazırlama ve Geliştirme Daire Başkanlığı aracılığıyla çok sayıda hazırlanır.

Hazırlanan sorular, ayrı bir uzman grubu tarafından bilimsel denetimlerden geçirilerek doğrulukları onaylanır ve ayrıca sorular dil bilgisi kurallarına göre düzeltilir; yazım, çizim ve sayfa düzenlemesi yapılarak baskıya hazır hâle getirilir.

Bilimsel ve dil bilgisi denetimleri yapılan çok sayıda soru arasından sadece ÖSYM’nin ilgili alan uzmanları tarafından seçilen ve ilgili testte sorulacak soru sayısının en az 10 katı kadar soru güvenlik içerisinde kriptolu olarak baskı merkezine götürülür.

“Kapalı Dönem Sınav Evrakı Hazırlama Süreci” kapsamında dış dünyadan tamamen izole edilmiş ve iletişimin tamamen kesildiği bir ortamda soru kitapçığı hâline getirilir ve basılır. Kapalı dönemin dışında olup da sınavda sorulacak soruları bilen hiç kimse bulunmamaktadır. Sınavı hazırlayanlar sınav bitiş saatine kadar kapalı dönemde tutulurlar ve dışarı çıkarılamazlar.

“Kapalı Dönem” Ne Demektir?

Kapalı Dönem, ÖSYM sınavlarında kullanılan soru kitapçıklarının basılması için kullanılan matbaanın, basım işlemleri sırasında dış dünya ile iletişimin %100 güvenli bir şekilde kesilmesiyle başlayan süreçtir.

Sınav evrakının basım işleri başlamadan önce Matbaa Emniyet Görevlileri ve Bilişim Polisi tarafından en ince ayrıntısına kadar elektronik taramadan geçirilir. Binanın içinden dışına herhangi bir iletişim hattı bulunmamaktadır.

Binanın çevresi 81 noktada sinyal kesiciler ile donatılmıştır. Binanın içerisinde ve çevresinde kablolu ve kablosuz iletişim kesinlikle mümkün değildir.

Sınav hazırlıklarını yapacak olan personel tek tek aranarak ve X-ray cihazlarından geçirilerek içeriye alınır.

İçeriden dışarıya çöp dahil hiç bir şey ve hiç kimsenin çıkmasına müsaade edilmez.

Olası sağlık problemlerine karşı kapalı dönemde doktor görevlendirilir ve sağlık malzemeleri bulundurulur. Matbaanın kapısında gece gündüz kesintisiz vardiyalı olarak emniyet görevlileri bulunur.

Ayrıca üniversitelerden gözlemci olarak görevlendirilen akademisyenler de gece gündüz kesintisiz matbaadan herhangi bir şeyin dışarı çıkmadığını gözlemler ve oluşan her olayı rapor eder. ÖSYM sınavlarının tamamı Kapalı Dönemde oluşturulur.

Sınav Merkezlerinde Sınav Evrakının Güvenliği Nasıl Sağlanır?

Sınav merkezlerine ulaşan kamyonlardaki kutular saklama merkezi adı verilen kapalı ve güvenli depolara alınır. Bu depoların kapıları güvenlik kuvvetlerince tek kullanımlık kilitler ile kilitlenir ve kapısında gece gündüz emniyet (kolluk) kuvvetleri nöbet tutarlar.

Aynı zamanda ÖSYM merkezinden de bu depolar hem dışarıdan hem de içeriden 24 saat kesintisiz olarak kamera ile izlenir ve herhangi bir hareket olup olmadığı kaydedilir.

Sınav sabahı depoların kapıları sınav merkezi koordinatörü tarafından emniyet (kolluk) kuvvetlerinin gözetiminde açılır ve her kutu, üzerinde yazılı olan sınav binasına gönderilmek üzere araçlara yüklenir. Bu araçlar, emniyet görevlilerinin gözetiminde sınav binasına götürülür.

Sınav binasında, Bina Sınav Sorumlusu kutuları teslim alır ve sınav Salon Görevlilerine sınav öncesinde adaylar salonlara alındıktan sonra teslim eder.

Sınavdan Bir Gün Önce Adaylar Ne Yapmalıdır?

Adaylar sınavdan bir gün önce dinlenmeli ve stresten uzak şekilde vakit geçirmelidir. Sınava girilecek bina bir gün öncesinden mutlaka görülmelidir.

Adayların sınav günü dinlenmiş ve uykularını almış olmaları için erken yatmaları da yararlarına olacaktır.

 

Adaylar Sınav Binalarına Nasıl Alınır?

Adaylar, sınav günü sınav başlangıç saatinden en az bir saat önce sınav binası önünde hazır olmalıdırlar. Yola çıkarken sınav günü oluşabilecek trafik yoğunluğu da göz önünde bulundurulmalıdır.

Başta iletişim araçları olmak üzere sınav binasına alınmasının yasak olduğu ÖSYM’ce ilan edilmiş her türlü araç, gereç ve malzeme sınav binasına getirilmemelidir.

“Adayların ve Görevlilerin Sınav Binalarına Giriş Koşullarına İlişkin Yönetmelik” hükümleri uyarınca sınav sabahı adaylar ve görevliler kimlik kontrolleri yapılıp güvenlik kontrolünden geçtikten sonra binalara alınır. Sınav binalarına, sadece nüfus cüzdanı veya süresi geçerli pasaport (Sadece zorunlu askerlik görevini ifa edenler ile askerî öğrenciler için askerî kimlik belgesi, Nüfus Cüzdanı/Pasaport yerine kimlik belgesi olarak kabul edilir.) ile birlikte ÖSYM’nin Sınava Giriş Belgesi olan adaylar alınırlar.

Adaylar kendi şifrelerini kullanarak Sınava Giriş Belgesini ÖSYM İnternet sistemi üzerinden sınavdan en geç bir gün öncesine kadar edinmiş olmalıdırlar.

Nüfus cüzdanlarında soğuk damga, TC Kimlik Numarası ve fotoğraf bulunmalı; pasaportun süresi geçerli olmalıdır.

Sınavın başlangıç saatinden 15 dakika sonra sınav binalarına gelen adaylar sınava alınmayacaklar; herhangi bir şekilde sınava girmiş bile olsalar sınavları geçersiz sayılacaktır.

Sınav Süresince Ne Yapılacaktır?

Sınav, “Adayların ve Görevlilerin Sınav Binalarına Giriş Koşullarına İlişkin Yönetmelik” ve “Sınav Yönergesi” doğrultusunda Salon Görevlileri aracılığıyla yürütülür. Sınav salonlarında her aday, üzerinde kendi fotoğrafının ve kimlik bilgilerinin bulunduğu, kendisine ait cevap kâğıdını kullanmak zorundadır. Adaylar cevap kâğıdını kontrol etmeli ve kendilerine ait olduğundan emin olmalıdırlar. Kendisine ait cevap kâğıdını kullanmayan, başka bir adaya ait cevap kâğıdında işaretleme yapan adayın sınavı geçersiz sayılır.

Sınav salonlarına alınan adaylara Salon Başkanı tarafından sınıflara gönderilen soru kitapçıkları rastgele dağıtılır. Adaylar hızlıca kitapçıklara bakarak yırtık ve eksik sayfa, vb. olup olmadığını kontrol ederler. Kitapçık arkasındaki sınav kuralları salon görevlilerince yüksek sesle okunur. Salon Başkanı tarafından “sınav başladı” denilerek sınav başlatılır. Sınavda adayların her birine soruları aynı ancak dizilişleri ve cevap anahtarları diğerlerinden farklı soru kitapçığı verilmektedir.

Her kitabın üzerinde bir kitapçık numarası bulunmaktadır. Sınav sırasında adayların dikkat etmesi gereken en önemli konu cevap kâğıdı üzerine soru kitapçık numarasını doğru yazmaları ve kodlamalarıdır.

Her adaya verilen kitapçık farklı olduğundan bu kodlama adayın cevap anahtarının belirlenmesi bakımından önemlidir.

Adayların dikkat etmesi gereken diğer bir konu ise cevap anahtarının tek ve kendine özgü olmasıdır. Başkasının kitapçıklarını ve cevap anahtarlarını kopyalayanlar kolaylıkla bulunmakta ve sınavları geçersiz sayılmaktadır.

Adaylar soruları sakin ve dikkatlice okuyup eğer gerek duyarlar ise soru kitapçıkları üzerinde çözerek doğru cevabı bulup cevap kâğıdı üzerinde kodlarlar. Cevapları kodlar iken doğru soru numarasına kodlama yapmak çok önemlidir. Soruların kaydırılmadan cevaplarının işaretlendiği kontrol edilmelidir. Adaylar işaretlemeyi cevap kâğıdına yapmalıdır. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar değerlendirmede dikkate alınmaz.

Sınav süresince diğer adayları rahatsız etmemeye ve görevlilerin uyarılarına uymaya özen gösterilmelidir. ÖSYM sınav görevlilerinin tutanaklara yazdıkları bilgilere dayanarak karar aldığından görevliler ile tartışılmadan sadece sınava odaklanılmalıdır.

Sınav süresinin dörtte üçü (YGS’de 120 dakika) ve sınavın son 15 dakikası adayların sınav salonlarından çıkması yasaktır. Yasak olarak belirtilen sürelerde salondan çıkan adayların sınavları geçersiz sayılır

 

“Sınavın Geçersiz Sayılması” Ne Demektir?

Sınav sonrasında ÖSYM’ye ulaşan görevli raporları ve tutanaklar incelenerek sınav kurallarına uymayan adayların sınavları geçersiz sayılır. Ayrıca; 6114 sayılı Kanunun 10. Maddesi kapsamında suç sayılan fiilleri işleyenler hakkında hem 2 yıl herhangi bir ÖSYM sınavına girememe cezası uygulanır, hem de haklarında suç duyurusunda bulunularak hapis cezası ile cezalandırılırlar.

Hangi Durumlar Kopya Olarak Değerlendirilmekte ve Cezai Hükümler Uygulanmaktadır?

6114 sayılı Kanunun 10. maddesi gereği aşağıda sıralanan eylemleri tespit edilenler hakkında idari yaptırım uygulanmakta ve/veya hapis cezası istemiyle adliyeye sevk edilmektedir.

Gizlilik hükümlerini ihlal edenler,

Gizli olan bilgileri, elde edenler, bunları ifşa edenler,

Sınavın yapıldığı binaya ses veya görüntü nakleden cihaz başta olmak üzere sınav kılavuzunda yasak olarak belirtilen her türlü araç ve gereçler ile ilgili malzemeleri sokan veya bulunduran kişiler,

Başka birinin yerine sınava girenler ile yerine başkasını sınava sokanlar,

Sınavda kopya çektirilmesine imkân sağlayanlar,

Sınav sonuç verilerini gerçeğe aykırı bir şekilde değiştirenler,

Sınav sonuçlarını adayın lehine veya aleyhine değiştirenler,

Kopya çektiği tespit edilenler.

Adaylar Sınav Sonrasında Ne Yapmalıdır?

Verilen sınav süresi dolunca Salon Başkanının “sınav bitmiştir” uyarısı ile sınav sona erer. Sınav bitiminde adaylar soru kitapçıkları ve cevap kâğıtlarını Salon Başkanına teslim etmek zorundadırlar. Salon görevlileri adaylardan alınan sınav evrakını sayar, kontrol ederek eksiksiz hâlde ilgili tutanaklar ile birlikte Sınav Uygulama Yönergesinde belirtildiği şekilde paketlerler.

Bina Sınav Sorumluları da, paketlenen bu evrakı güvenlik kuvvetleri nezaretinde kuryeler vasıtasıyla il/ilçe sınav merkezine oradan da yine güvenlik kuvvetlerinin eşliğinde ÖSYM’ye gönderirler.

Sınav sonunda soruların ya da cevapların ayrı bir kâğıda yazılarak sınav salonundan dışarıya çıkarılması kesinlikle yasaktır. Bunu yapan adayların sınavları geçersiz sayılacaktır.

Sınav Sonuçları Nasıl Hesaplanır ve Açıklanır?

Cevap Kâğıtları optik okumada en az iki kere okunduktan sonra elektronik ortama alınan bilgiler kimsenin erişiminin olmadığı veri tabanlarına alınarak sınav değerlendirme yazılımından geçirilir ve öğrencilerin ham puanları hesaplanır.

Puanların hesaplanmasında öğrencilerin Ortaöğretim Başarı Puanları (Diploma Notu) dikkate alınmaktadır.

Bu puanların %60’ı kadar ek puan verilmektedir. Adayların, notlarının sisteme doğru olarak girildiğinden emin olmaları gerekmektedir. O nedenle sınav öncesinde mutlaka kendi okullarında notlarının doğru girildiğinden emin olmalıdırlar.

Puanlar hesaplandıktan sonra ÖSYM İnternet sitesinden sınav sonuçlarının açıklanacağına yönelik bir duyuru yapılır. Belirtilen saatte her aday kendi T.C. kimlik numarası ve şifresini girerek www.sonuc. osym.gov.tr adresi üzerinden kendi Sınav Sonuç Belgesine ulaşır, puanlarını görürler.

Adayların kendisinden başkası eğer şifresini bilmiyor ise sonucu göremez.

Öğrencilerin ne zaman nerede ve hangi makine üzerinden sınav sonuçlarına ulaştıkları saniyesi saniyesine elektronik ortamda kaydedilir. ÖSYM gerektiğinde bu kayıtları inceleyerek sonuçların alınması ile ilgili işlemleri görebilmektedir.

 

Adaylar Sınav Sonrası Kendi Durumları İle İlgili Hangi Bilgileri Görebilmektedir?

Sınav evrakı ayrıştırılıp tarandıktan sonra İnternet ortamında adaylara cevap kâğıtları, kendilerine sınav salonlarında verilen soru kitapçıkları ve cevap anahtarı gösterilir.

Adaylar hangi soruya ne cevap verdiklerini, cevapladıkları şıkların doğru olup olmadığını kendileri görebilirler.

Sınav sonucu açıklandıktan sonra adaylar sınav sonuçları (www. sonuc.osym.gov.tr) ile birlikte cevap kâğıdının tarama görüntüsünü (www.ais.osym.gov.tr), soru kitapçıkları ve cevap anahtarlarını (www.skgs.osym.gov.tr) görebilmektedirler. Açıklanan sınav sonuçları üzerinde belirtilen doğru/yanlış sayılarını kontrol edebilirler.

Sınav Sonuçlarına İtirazlar Nasıl Yapılmaktadır?

Adaylar Sınav Sonuç Belgesini İnternet üzerinde gördükten sonra cevap kâğıtlarındaki işaretlemeleri ile karşılaştırırlar. Eğer sonuçlarda bir yanlışlık olduğunu düşünüyorlarsa ÖSYM’nin İnternet sayfasında bulunan “Genel Amaçlı Dilekçe”yi Evrak Referans numarasını da yazarak doldurmak ve ÖSYM’nin banka hesaplarından birine 5 TL ödemek suretiyle itirazda bulunabilirler. ÖSYM kendisine ulaşan itirazı incelemeye alır ve sonucunda gerekli işlemleri yaparak adaya bilgi verir.

fem

SINAV SİSTEMİYLE İLGİLİ SORU VE CEVAPLAR

ÖSYM’ye başvuru süresi içerisinde YGS-LYS başvurusunu mazeretinden dolayı yapmayan bir aday daha sonra mazeretini belirtip başvurusunu yapabilir mi?

YGS ve LYS başvurularının süresi bittikten sonra hangi şartlar altında olursa olsun başvurular kabul edilmiyor. Bu yüzden adaylar başvuru sürelerini çok iyi takip etmek ve bu süre içinde başvurularını yapmak zorundalar.

YGS ya da MF puanı ile bir bölüme yerleştirilirsem, aynı zamanda özel yetenek sınavı ile de başvuru yapabilir miyim?

Merkezi yerleştirme ile seçilen bölümler ve özel yetenek sınavı sonucunda öğrenci alan bölümler birbirinden bağımsızdır. Ama unutmamanız gereken şey, ikisiyle bir yükseköğretim programına yerleştirme hakkı kazansanız bile sadece birisine kayıt yaptırma hakkınız var.

Bu yıl bir yükseköğretim programına yerleştirilirsem ama liseden mezun olamazsam, gelecek sene sınav sonucumda puanımda bir düşme olur mu?

Mezun olamadığınız için Ortaöğretim Başarı Puanınızın çarpılacağı katsayılarda herhangi bir düşme olmaz.

Puana itiraz edilebiliyor mu?

ÖSYS kılavuzunda verilen Genel Amaçlı Dilekçe örneğindeki bilgileri eksiksiz ve doğru olarak yazmanız, ayrıca dileğinizi açık olarak belirtmeniz ve kılavuzda verilen banka hesap numarasına belirtilen ücreti yatırarak göndermeniz gerekiyor.

Yalnızca YGS’ye giren adaylar için MF-TM-TS ve DİL puanları hesaplanacak mı?

Hayırhesaplanmayacak. Bu puanlardan her birinin hesaplanması için, adayların Haziran yapılacak ilgili alan LYS lere da katılması gerekir. Dolayısıyla yalnızca YGS’ye giren, Haziran ayındaki sınavlara katılmayan adayların MF-TM-TS ve Dil puanları hesaplanmayacak.

Yabancı dil puanıyla öğrenci alan yükseköğretim programlarına girmek istiyorum. Hangi testleri yanıtlayacağım?

2014’da yapılacak YGS’ye ve Haziran 2014’da yapılacak yabancı dil testine girmeniz gerekiyor.

Meslek Lisesi son sınıf öğrencisiyim. Üniversitelerin mühendislik programlarına gitmek istiyorum. Ne önerirsiniz?

Üniversitelerin mühendislik programlarına girmeniz imkânsız değil. Mühendislik programlarına girmek isteyen meslek lisesi çıkışlı bir adayın öncelikle YGS’ye girmesi ve sınavda ilk 4 teste ek olarak Matematik-Geometri (LYS 1) testi ile Fen Bilimleri (LYS 2) testini yanıtlaması ve elde edeceği MF puanının en az 180 olması gerekir. Adayın istediği mühendislik programlarına yerleşebilmesi ise yerleştirmede kullanılan MF1-MF2-MF3-MF4 puanlarının yeterli olup olmamasına bağlı olacak.

YGS’ye girme zorunluluğu var mı?

Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumlarından Meslek Yüksekokulları ile açık öğretim ön lisans programlarına “sınavsız geçiş” ile yapılacak sınavsız yerleştirme dışındaki tüm yükseköğretim programlarına girmek isteyen adaylar YGS’ye girmek zorunda. 4 ve 6 yıllık fakülteleri tercih edecek adaylar YGS’ye ek olarak Haziran ayında yapılacak LYS’lere de katılmalı.

Bazı soruların cevaplarını cevap kâğıdına iki farklı şıkı işaretlersek ve birisi de doğru olursa hangisi kabul ediliyor?

Bir soruya birden fazla cevap işaretlenmişse o soru yanlış olarak kabul edilir.

YGS’de kaç net yaparsam barajı geçebilirim?

Yaklaşık olarak 16 neti olan adaylar 160 barajını geçebilecek. 25 net yapan adaylar da 180 barajını geçebilecek.

YGS’de herhangi bir puan türünden 180 puan alırsam haziran ayında yapılacak olan tüm LYS’lere girebilir miyim?

Evet. Herhangi bir puan türünden (YGS 1, 2, 3, 4, 5, 6) 180 puan alan adaylar haziran ayında yapılacak olan tüm LYS’lere girebilirler.

YGS sadece bir baraj sınavı mı olacak?

Hayır. Açıköğretim fakültesinin kontenjansız bölümlerine, 2 yıllık meslek yüksekokullarına, meslek liselerinin 4 yıllık fakültelerine YGS puanları ile girilecek.

EA öğrencisiyim. YGS’deki fen bilimleri testini çözemiyorum. Bu durum beni çok fazla etkiler mi?

Türkiye genelinde EA öğrencilerinin büyük bir bölümü fen bilimleri testini çözemiyor. Bu nedenle yarıştığınız adaylar da aynı durumda olduğundan çok fazla bir kaybınız olmaz. Ayrıca, LYS’deki TM puanlarının oluşumunda YGS fen bilimleri testinin ağırlığı yüzde 5’tir. Fakat, yine de çok fazla bilgi gerektirmeyen, gündelik bilgilerle yapılabilecek fen bilimleri soruları olacaktır. Bu sorulara bakmanız faydalı olacaktır.

Sayısal bölümündeki öğrenciler YGS’de daha mı avantajlı olacak?

Sayısal bölümden mezun olan öğrenciler zaman kalırsa YGS’deki sosyal bilimler testini de çözebiliyor. TM öğrencileri fen bilimleri testini, sözel ve meslek lisesindeki öğrenciler ise matematik ve fen bilimleri testlerini çözmekte zorlanıyor. Böyle olunca sayısal öğrenciler kısmen avantajlı hale geliyorlar.

Öğretmenlik programı için izlenecek yol

– Öğretmenlik programlarına girişte hangi puanlar kullanılacak? Öğretmenlik programlarına girişte kullanılacak puan türü lise ve meslek lisesi çıkışlı adaylar için aynı mı olacak?

Genel ilke olarak her yükseköğretim programına girişte kullanılan bir puan türü vardır ve bu puan türü tüm adaylar için geçerlidir. Bu bağlamda, her öğretmenlik programı için tek bir puan türü bulunuyor. Hem lise çıkışlı adayların, hem de meslek lisesi çıkışlı adayların yerleştirilmesinde bu puan türü kullanılıyor.

Yabancı dil ağırlıklı puanla girilenler dışındaki öğretmenlik programları üç gruba ayrılabilir. Bu grupların her biri için şu yolları izlemek gerekiyor:

Yalnız öğretmen lisesi çıkışlı adaylara ek puan verilen öğretmenlik programları. Örneğin, ilköğretim matematik veya fen teknoloji öğretmenlikleri için MF puanına ilgili programlara karşılık gelenler olacak.

Hem öğretmen lisesi hem de meslek lisesi çıkışlı adaylara ek puan verilen öğretmenlik programları. Bu programlara örnek olarak da kimya öğretmenliği, işitme engelliler öğretmenliği gibi programlar sayılabilir. Bu gruptaki programlara girişte YGS puanları (YGS 1-2-3-4-5-6) kullanılacak.

Yalnız meslek lisesi çıkışlı adaylara ek puan verilen öğretmenlik programları. Bu programlara örnek olarak bilgisayar ve öğretim teknolojileri öğretmenliği, büro yönetimi öğretmenliği, giyim öğretmenliği, konaklama işletmeciliği öğretmenliği gibi programlar sayılabilir. Bu gruptaki programlara girişte de YGS puanları (YGS 1-2-3-4-5-6) kullanılacak.

Yurtdışında öğrenim görmek istiyorum, ne yapmalıyım?

Yurtdışında ülkemizde olduğu gibi merkezi yerleştirme ile öğrenci alınmadığından, kuralların her üniversite için geçerli olduğunu söyleyemiyoruz. Bazı üniversiteler hiçbir koşul aramazken, bazıları Türkiye’de bir yükseköğretim programına yerleştirilme zorunluluğu getirebilmekte, ya da farklı koşullar gerekebilmektedir.

Bu yüzden girmeyi düşündüğünüz üniversitenin öğrenci işleri ile iletişime geçmeniz, daha iyi bilgi almanızı sağlayacaktır. Fakat genel olarak 180 barajını geçme şartının arandığını söyleyebiliriz.

YGS’de her altı puan türünden de 180 puanı geçemezsem nereleri tercih edebilirim?

140 puan barajını geçtiğiniz takdirde 2 yıllık programları tercih edebilme hakkınız doğar. Bunun dışında açık öğretim programlarından 4 yıllık ve 2 yıllık tercih yapabilirsiniz.

 

Hangi durumlarda puan kesiliyor?

Yerleştirmede kullanılan puanlar hesaplanırken, bir önceki yıl bir yükseköğretim programına yerleştirilmiş (açık öğretimin kontenjansız bölümlerine yerleşenler hariç) olan adayların Ortaöğretim Başarı Puanlarının yerleştirme puanlarına katkısı yani bu puana uygulanan katsayı yarısı ile çarpılıyor.

Puanım 4 yıllık fakülteleri kazanacak kadar yüksek olsa dahi, ilk tercihlerimde 2 yıllık meslek yüksekokullarına yer verebilir miyim?

Tercihlerinizi istediğiniz şekilde oluşturabilirsiniz. İsterseniz tercihlerinizin tamamını 2 yıllık önlisans programlarından oluşturabilirsiniz. Ancak, tercih hakkınızı 2 yıllık önlisans programlarından kullanırken, öncelikle meslek lisesi mezunu öğrencilerin yerleşeceklerini ve onlardan sonra kalan boşluklara diğer lise türlerinden giren adayların puanlarına göre yerleştirme yapılacağını unutmayın.

Okul ortalaması nasıl hesaplanır?

Her yıl her okul için YGS, MF, TM ve TS puan türlerinin herbiri için aşağıdaki ÖSYS ortalamaları oluşturulur:

Adayların Ortaöğretim Başarı Puanları’nın Hesaplama Algoritması ve adayların Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanları (OBP-YGS, OBP-MF, OBP-TM, OBP-TS); adayların Ortaöğretim Başarı Puanları ile okullarının ÖSS istatistikleri kullanılarak hesaplanır.

fem

SINAVLARDA YANLIŞLARINIZ NEDEN FAZLA?

 Yanlışlarınızın çok oluşunun en önemli nedeni soruyu tam okumamak veya soruya kolay gözüyle bakıp hızlı çözmektir. Soru kökü okunduktan sonra soru cümlesinde neyin sorulduğu tam olarak anlaşılmadan seçeneklere geçilmekte bu da sizleri yanlışlığa götürmektedir.

Daha çok, yoruma dayalı sorularda olumsuz ifadeler ya da “en çok”, “en önemli” gibi pekiştireçler kullanılmıştır. Burada amaç, bilginin tersine çevrilerek kullanılmasını ve doğru olabilecekler içinde en doğru olanını seçmenizi sağlamaktır.

Eğer siz, soru cümlesini tam olarak okumazsanız doğru sandığınız seçeneği işaretler ve doğru yaptığınızı sanırsınız. Oysa seçenekler içinde var olan doğrulardan en önemlisini seçmeniz istenmiştir.
Testteki her soruyu mutlaka okumalı, soru cümlesinde neyin sorulduğunu net olarak anlamalısınız.

Zamanı yetiştirememek kaygısıyla soruları üstünkörü okuyarak yanıtlamanız sizleri, daha büyük bir tehlikeye itmektedir.
Sonradan yapılabilen soruların sınavda boş bırakılmasının temel nedeni de soruyu ve seçenekleri tam okumamaktan kaynaklanıyor. Bir sorunun zor veya kolaylığı, onun uzunluk ve kısalığıyla ilgili değildir.

Çoğu kez uzun ve karmaşık görünen sorular, daha kısa yazılmış sorulardan kolay olmaktadır. O halde uzun ve karmaşık görünen soruları hiç okumamak veya “nasıl olsa çözemem” kaygısıyla yarım bırakmak doğru değildir. Yukarıda da değindiğimiz gibi soru cümlesi ve seçenekler mutlaka okunmalı, soruda neyin sorulduğu tam olarak anlaşılmalıdır.

Sınav başarınız, çalışmalarınız yanı sıra bilginizi iyi bir sınav performansıyla sınav ortamına aktarabilmektir, bu konuda yapacağınız uygulamalar sizi istediğiniz başarıya ulaştıracaktır.

fem

SINAVLARDA ZAMAN NEDEN YETİŞMİYOR?

Sınavda iyi bir zamanlama, ancak turlama tekniğinin düzenli biçimde kullanımıyla sağlanabilir.

Sınavda zamanınızı yetiştiremeyişinizin en önemli nedeni soruları önünüze gelen sırayla çözmeye çalışmanızdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu son derece yanlış bir tutumdur. Bundan ısrarla kaçınmalısınız.

Örneğin sayısal öğrencisiniz ve tercihleriniz sayısal puana yönelik olacak. Soruları yanıtlamaya Sayısal bir testten başladınız. Sayısal testlerin puanınıza katkısının en fazla olacağını düşünüyorsunuz ve bu testlere ağırlık veriyorsunuz.

Bunda da haklısınız. Ancak zamanınızın çoğunu zor ve karmaşık sorulara ayırarak sadece bu testten az sayıda çözüm yapacağınıza, ağırlığı ikinci derece olan Türkçe veya sosyal testlerinden daha kolay ve çok sayıda soru çözmeniz sizin yararınıza olacaktır. Aynı şekilde sayısal testlerin zor soruları ile zaman kaybetmektense Türkçe, sosyal testlerinin kolay sorularını yaparak puanınızı hızla artırabilirsiniz.

Ayrıca bu yöntemle her teste yeterli zaman ayırabilir, puan değeri az diye bazı testlere zaman ayırmama gibi son derece yanlış ve tehlikeli bir tutumun da önüne geçmiş olursunuz.

fem

TEST ÇÖZÜME HANGİ TESTTEN BAŞLANMALIDIR?

Sınavda çözüme şu testten başlanmalıdır diye kesin bir kural yoktur. Bu, bireyden bireye farklılık gösterir.

En iyi yöntemi, yıl içinde uygulanan ya da uyguladığınız deneme sınavlarından edindiğiniz tecrübelerinizle kazanacaksınız. Ancak genel bir kural olarak yanıtlamaya en başarılı olunan test takımından başlanması, öğrencinin sınavın başındaki başaramama kaygısını büyük ölçüde azaltacağından, bir yöntem olarak önerilebilir.

Öğrencinin, daha sınavın başında başarılı olduğu arka arkaya çözebildiği sorularla karşılaşması, onun moralini düzeltecek ve motivasyonunu büyük ölçüde artıracaktır.
Sınavlarda yanıtlamak zorunda olduğunuz testlerde önce, bir okuyuşta 1. tur anlayabileceğiniz ve çözümü kolay soruların yapılması, zor ve karmaşık görünümlü soruların daha sonraya 2. Tura bırakılmasına “turlama tekniği” diyoruz. Sınavlarda sorulan soruların zorluk derecelerine baktığımızda şöyle bir dağılım görüyoruz.
Bu dağılıma baktığımızda sınavlarda turlama tekniğini kullanan bir öğrencinin ilk turda, soruların % 70’ine ulaşabileceğini görüyoruz. Bu şekilde öğrenci iyi bir puan elde edebilecektir. Ayrıca zor ve karmaşık gibi görünen sorularla zaman harcamadığı için ikinci tura zaman bırakmış olacaktır.

Şimdi 2. tura geçecek, sınavın yaklaşık % 30’unu oluşturan zor ve çok zor görünümlü veya ilk turda boş bıraktığı sorulara bakarak puanını yükseltme yönünde katkı sağlayacaktır. Eğer böyle yapmasaydı, zor sorularla ya da ilk bakışta çözemediği sorularla gereksiz zaman harcayarak, zamanının büyük bölümünü geçirdiği halde soruların pek azını çözebildiğini görecekti. Bu ise mutlak bir başarısızlığın istediği puana ulaşamamanın nedeni olacaktı.
Unutmayınız; aynı test içerisinde çok zor ve çok kolay soruların size getireceği puan değeri aynıdır.
Soru çözümünde kullanabileceğiniz bir diğer yöntem ise “seçenek eleme” yöntemidir. Özellikle Türkçe ve Sosyal Bilimler gibi işlem gerektirmeyen sorularda bir bakışta doğru seçeneği bulamıyorsanız, önce hangi seçeneklerin doğru yanıt olamacağını belirleyiniz. Beş seçenekli bir soruda, ilk bakışta en az iki seçeneğin doğru yanıt olmayacağını anlayabilmelisiniz. Geriye kalan üç seçenek üzerinde düşünerek doğru yanıtı bulmanız daha kolay olacaktır.