Ergenlik Dönemi ve Sınavlara Hazırlana Geçlerde Gözlenen Farklılaşmalar
ERGENLİK DÖNEMİ
Ergenlik gencin kişisel olgunlaşmasının yanı sıra bedensel değişimi de yaşadığı dönemdir. Bu iki değişiklikle birlikte sosyal çevresinin beklentilerinin farklılaştığı dönemdir. Belki de bir gencin öncelikle halletmesi gereken konu bu değişim içerisinde uyumu sağlamak ve eş zamanlı ortaya çıkmaya bu değişiklikle başa çıkmaktır. Bunlar yaşanırken hayatının en zor dönemeçleri olan 7.,8., sınıfı yaşarken bir lise tercihinde bulunması sonrasında da ergenliğin bitişine doğruda 11. Ve 12 sınıfları yaşarak üniversite tercihini yapması gereken dönemdir.
Ergenlik dönemlerinde ortaya çıkan değişiklikleri ele alırsak, öncelikle bedensel veya fiziksel değişikliklere değinmek istiyorum ki kiminle muhatap olduğumuzu ve sağlıklı diyalog kurmamız gerektiğini bilelim.
FİZİKSEL FARKLILAŞMA
Bu dönemi sonuna doğru gençte oluşan özellikler bedensel ve cinsel özelliklerin oluşmasıdır. Sonuçta yetişkinlik dönemindeki fiziksel özelliklere ulaşmış olacaktır. Bu dönemle ilk defa karşılaştığı için genç kendi özellikleri ile hemen barışık hale gelmez ve kendini sürekli eleştirir. Sakarlaşır, eleştirir hatta kendine yabancılaştığını hisseder. Etrafında sağlıklı diyalog kurabileceği yetişkinler yoksa (anne baba dan daha çok hale teyze, amca dayı veya kendinden büyük kuzenler) bu sıkıntı katlanarak devam eder.
Burada tekrar her bireyin ergenlik başlangıç ve bitişlerinin hem ferdi olduğunu hem de cinsiyetler arasında çok farklılıklar olduğu unutulmamalıdır.
Bu dönemde fiziksel gelişme farklı bölgelerde farklı zamandalar da oluştuğu için genç dönem tamamlanana kadar kendini şekilsiz bulmaktadır.
Fiziksel büyüme tüm vücutta farklı hızlarda oluşur, önce eller ve ayaklar büyür; 13-14 yaşlarında ergen; yetişkinken giyeceği kalıba ulaşmış olur buda orantısızlığı ortaya çıkarır.
Yüz bölgesinde çene ve burun büyür. Kalçalar kızlarda, omuzlar erkeklerde hızlı bir şekilde büyür. En son gelişimini tamamlayan bölgede gövdedir. Bu da önceden söylediğim uyumsuzluğun bir sebebidir.
Bu duruma karşı gençlerin ilk tepkisi fiziksel bedenleriyle kavgalı hale gelmekte ve hatta abartarak ayni ile küs hale gelmektedirler. Çirkinleştiklerini düşünüler. Hele sivilceler hele sivilceler.
Gençlerin hele de kızların en sıkıntılı konuları kilolarıdır. Onun konu yapılması diyalog zeminini zayıflatmakta ve genci yalnızlaştırmaktadır.
Bu dönemi yaşayan aileleri yalnız bırakmamak eğitimciler ve uzmanlar olarak yardımcı olmalıyız.
DUYGUSAL FARKLILARŞMA
Bu dönemin duygusal anlamda en önemli farklılaşması özgürlük arayışı ve özgürlüğüne müdahale şekillerine karşı geliştirmiş olduğu tepkilerledir. Anne babaların odaklanacağı nokta burasıdır. Anne baba kurmuş olduğu otoriteyi kaybetmek istemezler gençte kendi varlığını ispat etmek için kendi otorite alanı oluşturmaya çalışır. Burada gencin özgürlük alanı ergenlik öncesiyle ayni kalırsa bu alan zorla ve çatışmayla genişletilemeye çalışılır. Burada sağlıklı diyalogun çok önemli olduğu unutulmamalıdır.
Duygu yoğunlaşmasının ve sapmasının yoğun yaşandığı dönemdir. Şiir yazarlar, günlük tutarlar, yüksek sesle şarkı söyleyip duygularını dışarıya vurmaya çalışırlar. Karşı cinslerine karşı duygusal eğilimleri artar. Ergenlerin duygu artışları veya sapmaları, duygularını kontrol edememeleri sonucunu ortaya çıkarır. Sevgi nefret ve aşk aşırı uçlara doğru yönelebilir.
Hayal âlemindeki zenginlik çok genişler, inanılmaz bir hayal gücü oluşur. Bazen de büyükler çok anlamsız gelen noktalara doğru gider. Belki de bu hayallerin peşinden gidilmek için aile ortamını terk etmek ister genç. Çünkü bu hayallerin gerçekleşeceği yer değildir bu ortam.
Daha yalnızlaşır, kendisiyle daha fazla vakit geçirmek ister. Bu yalnızlaşma hem duygusal değişmeden hem de fiziksel değişmeden kaynaklanıyor olabilir. Kendinde oluşan değişimlerden memnun değilse de yalnız kalmak isteyebilir.
Sosyal çevresinde çocuk gibi tanınmak ve eskisi gibi muamele görmekten hoşnut olmamaktadır. Hele akşam oturmalarına götürülmekten ve misafir kabul etmekten hiç zevk almazlar.
Saldırganlık duygularının aşırı eğilimler gösterdiği dönemde bu dönemdir. Bu sadece dışarıya karşı değil, kendi büyüklerine ve kendi küçüklerine yönelikte olabilir.
Genellikle ergenlik dönemlerinde gençlerde bazı kaygılar ortaya çıkmaktadır. Bunların hepsinin giderilmesi tam anlamıyla mümkün değildir. Ancak bu dönemde aileler ne kadar diyalogu sağlıklı bir zeminde kurarlarsa en az zararla atlatılmış olunur.
Bunları birkaç madde ile ele alacak olursak; fiziksel durumları ile ilgili kaygıları, istikbal ile ilgili kaygıları, sosyal saygınlık ile ilgili kaygıları, sosyal çevre ile ilgili kaygılar olarak belirtilebilinir. Önceki paragrafta da söylediğim gibi bunların hepsinin giderilmesinde aile çok önemli rol oynamaktadır. Burada çekirdek aile olmak ve sosyal çevreyi oldukça dar tutmak en önemli handikaplardan birisi olarak önümüzde durmaktadır. Ne kadar sağlıklı ve geniş bir sosyal çevreye sahip olursak ve o çevre ile sağlıklı ilişkiler kurarsak bu iletişim yeni bireylerin daha anlamlı bir biçimde sosyalleşmiş olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Cevapla
Tartışmaya katılmak ister misiniz?Katkı yapmaktan çekinmeyiniz!