Meslek Seçimine Farklı Bir Yaklaşım
/0 Yorumlar/in Genel, Meslek ve Ders Seçimi /tarafından FemMeslek seçiminde rol oynayan faktörler nelerdir? Bunlardan birincisi, kişinin kendini tanıması dinamiklerini bilmesidir. İkincisi, kişinin ilgi alanlarına uygun olan işlere yönelmesidir. Kişinin doğuştan getirdiği özelliklerle çocukluk döneminde kazandığı şuuraltının karşılıklı tesiriyle ortaya çıkan kişilik tiplerine uyan mesleklere karşı daha fazla teveccüh etmesidir.
21.yüzyılda doğuştan gelen, kişilik farklılıkları, mizaç ve kişilik bilimi ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır. Biz eğitimciler bu alışmaları meslek seçimi ve kariyer planlama alanında kullanmayı önemsiyoruz. Kültür birikimimizde, kariyer planlamada ve meslek seçiminde huy(mizaç)-iş yapma tarzı (meşrep)- meslek üçlüsü son derece önemsenmiş olduğunuzdan bu anlamda bir çok eser yayınlanmıştır. Tasavvufta İnsanı Kamil meselesi isimli eserler modern bir gözle ele alındığınızda bir kariyer planlama alışmasıdır. Bu eserleri incelediğimizde yaklaşımları modern psikolojinin tespitlerini 800 yıl önceden nasıl tespit edildiği ile karşılaşılacaktır.
İnsan tutum ve davranışlarını evre, kültür ve eğitim belirliyor ve herkes evresinin ve kültürünün mahkûmudur diyen sosyal bilimciler hata eder. Her şey genlerimizde yazılı, o halde bizi ve davranışlarımızı genler belirler diyen bilim adamı da hata eder. İnsan tutum ve davranışları, ya o ya o mantığıyla değil, hem o hem de o mantığıyla belirlenir. Bu açıdan insan genleri, çevre faktörlerinin tesiri altında kendini ortaya koyar, diyen sosyal bilimci doğru bir tespitte bulunmuş olur. Yukarıda ki yaklaşım açıkça göstermektedir ki, insan genetik haritasıyla getirdiği potansiyeller, eğilimler, mizacını (huy=değişmeyen öz) oluşturmakta ve her insanın mizacı da, potansiyel kabiliyetlerinin ve eğilimlerini bünyesinde barındırmaktadır.
Amerika’da ve Avrupa psikoloji okullarında yaygın görüşe göre mizaç ve karakter birlikte etkileşerek kişiliği meydana getirmektedir. Kişilik; mizaç(huy=değişmez öz) ve karakterin (sosyal etkileşimle kazanılan) oluşumunda ortaya çıkan son üründür. Mesleki doygunluk veya tatmin; mizaç, meşrep ve mesleğin bir işlev ve örtüşme yüzdesinde ortaya çıkar. Bu üç faktörden ikisi bilindiğinde, üçüncüsü yani meslek hakkında öngörüde bulunulabilinir ve araştırmalar bunun üzerine odaklanmalıdır. Örneğin; bir kişinin mesleğini ve iş yapma tarzını(meşrep) biliyorsanız, onun doğuştan getirdiği özünü yani huyunu veya mizacını büyük ölçüde öngörebilirsiniz.
Bununla birlikte mizaç özelliklerini bilirseniz ve iş yapma tarzını tespit etmiş iseniz, hangi meslekte daha başarılı olabileceğini ön göre bilirsiniz. Bu da bireylerin meslek tercihlerinde onları yönlendirmede daha başarılı tespitlerde bulunabilirsiniz demektir. Bu meslek danışmanlığı yapanların, kariyer danışmanlığı yapacak olan bireylerin odaklanmaları gereken bir alışmadır. Bu öngörülerin doğru işleyebilmesi için en kritik etken, mizacı tespit etmekte kullanacağını modeller veya psikolojik alışmalardır. Meslek seçiminde mizaç ve meşrebe uygun tercihlerde bulunmak, insanın hak ettiği elde etmesini kolaylaştırdığı gibi, sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir hayat sürebilmesi için önemli katkılar üretmiş oluruz.
Bu da bu alanda alışma üreten rehber öğretmenler ve danışmanlara kullanabilecekleri çok önemli bir alışma olacaktır. Eğer eğitimciler ve ebeveynler, Çocuklarını eğitime tabi tutarken, onların meslek seçimlerinde onlara rehberlik yaparken, çocukların miza ve meşreplerine( kişilik özellikleri, karakter yapıları) odaklanabilinirse, hem hayatın her alanında yüksek performansla üretim yapan sağlıklı fertlerin yetiştirilmesine katkıda bulunacaktır, hem de insanlarımızın mesleki tatmine de dayalı mutluluk durumu artacaktır. Mutlu olan bireyler daha başarılı ürünler ortaya çıkacaktır. Çünkü birey, kendi mizaç ve meşrebine uygun işlerde ve pozisyonlarda bulunursa ruhen ve kalben tatmini daha kolay yakalayacaktır. Buda psikometik kaynaklı hastalıklara daha az yakalanacaktır. Ülkemizde iş üreten bireylerin ben bu iş zaten yapmak istemiyorum veya ilk fırsatta bu iş değiştireceğim yönündeki yaklaşımların altında bu faktörlerin göz ardı edilmesi gelmektedir. Toplumumuzda mezun oldukları bölümlerin gerektirdiği meslek ve sektörlerde alışmayan birçok insanın olduğu yapılan araştırmalarının da bir sonucudur. Kendi mizaç ve meşrep özelliklerinizi tespit etmek için kişilik testleri üzerine araştırmalar yapılmaktadır. Bu konuda yapılmış en önemli araştırmalarda kişiliktesti.com sitesinde yayınlanmaktadır.
Bu konuya merak salmış danışmanlarımıza ve rehber öğretmenlerimize tüm desteğimizi göstereceğimizi dile getirmek isterim. Bu konuda çalışmalarından yararlandığım Dr.Selim Aydın Bey ayrıca teşekkür ederim.
Eğitimciler, lisenin mecburi olmasına karşı
/0 Yorumlar/in Genel, Meslek ve Ders Seçimi /tarafından Fem12 Mecburi eğitimin, 4+4+4 şeklinde kademeli, 12 yıla çıkarılmasına yönelik çalışmalar eğitim çevrelerinde tartışma başlattı.Kesintisiz eğitimin kaldırılması desteklenirken, lise eğitiminin mecburi tutulması tepki çekti. Lisenin kapsam dışına çıkarılmasını isteyen Eğitim Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, çocukları yıllarca okul binasında tutmanın yanlış olduğunu, esneklik sağlanması gerektiğini vurguladı. Demokrat Eğitimciler Sendikası Başkanı Gürkan Avcı da, düzenlemenin aile bütçesine getireceği yüke dikkat çekti. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç ise meslekî eğitimi olumsuz etkileyeceği endişesiyle son dört yıllık dayatmayı doğru bulmadıklarını söyledi. Özgenç, “Eğitim, okuldan ayrılmadan zorunlu olursa meslekî eğitim kısır kalır.” uyarısında bulundu.
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, 1 yıl okulöncesi, 4 yıl temel eğitim, 4 yıl ortaöğretime hazırlık ve 4 yıl devam zorunluluğu olmayan ama diploma zorunluluğu olan, yaygın, örgün, interaktif olmak üzere çeşitli eğitim seçenekleri barındıran esnek bir eğitim modelini savunduklarını açıkladı. Son 4 yıllık dönemde genel lise ile meslek liseleri arasında geçişe imkân tanınması gerektiğini ifade etti. Ayrıca öğrencinin uzaktan eğitimle de lise eğitimini tamamlayabilmesi gerektiğini söyledi. Özer, şu görüşleri dile getirdi: “Meslekî eğitim açısından özellikle ikinci 4 yılda seçmeli dersler havuzunun geniş tutulduğu bir yönlendirme süreci olması gerekir. Son 4 yılın ise örgün eğitime devam edenler açısından meslekî olgunlaşma dönemi şeklinde düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. MEB’den meslekî yönlendirmenin, spor liselerinin ve meslek liselerinin genişletilmesini ve sınırlandırılmamasını bekliyoruz. Ancak yalnızca kesintisiz eğitimin kesintili hale getirilmesi ile her şey halledilmiyor. Karma eğitim ile ilgili sıkıntılar devam ediyor. Bunun zorunluluğunun da kaldırılması lazım. İsteyen çocuğunu kız okulunda okutsun, isteyen erkek okulunda. Vatandaşa bir dayatma olmamalı.”
Eski sistemde çıraklık kavramının tamamen ortadan kaldırıldığına işaret eden KOBİDER Genel Başkanı Nurettin Özgenç, meslek liselerine katılım olmamasının kesintisiz eğitimden dolayı olduğunu belirtiyor. “Avrupa’da meslekî eğitim yüzde 70, düz lise eğitimi yüzde 30. Bizdeyse durum tam tersi.” diyor. Üçüncü 4 yılda zorunlu dayatma yapılmasını ise doğru bulmadıklarını kaydeden Özgenç şöyle konuşuyor: “Eğitim, okuldan ayrılmadan zorunlu olursa meslekî eğitim kısır kalır. Çünkü meslek eğitimi okullardan çok sahada, işbaşında yapılıyor. Bu nokta çok kritik, aksi takdirde zorunlu eğitime rağmen öğrencilerin yüksekokul okuma gibi yeteneği olamayabilir. Yine nitelikli eleman sıkıntısı yaşanabilir.”
DES Başkanı Gürkan Avcı, uygulamanın ailelere getireceği maddi külfetlere dikkat çekiyor. Avcı, “Eğitimi 12 yıla çıkarırken dar gelirli çocukların sadece kitapları değil, kırtasiye masrafları da karşılanmalı. Çocuklara yılda bir ayakkabı, kaban verilse güzel olur. Aileler bu konuda rahatlatılmalı. Kayıt parasından tutun, eğitim süresi boyunca toplanan paraların önüne geçilmeli. Toplum bu sayede yeni sistemi sahiplenir, destekler.” ifadelerini kullanıyor. Kesintisiz eğitimin meslekî eğitimi olumsuz etkilediğini dile getiren Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, “Bizde zorunlu eğitimin şekillendirilmesi önemli. Bu gidişatla isterse zorunlu eğitimi 20 yıl yapalım, fayda vermez.” diyor. Yeni sistemin ilk 4 yıllık dönemden sonra seçmenin serbest bırakılmasıyla fayda getirebileceğini kaydediyor. Özdebir, “Beceri kazandırmayan sadece akademik eğitime karşıyım. Ancak seçmeyi serbest bırakmak şartıyla itirazımız olmaz. İnsanlara meslekî eğitimi seçme hakkı verilmeli ve gerekli yönlendirmeler yapılmalı.”
Ortaokul sistemine dönülüyor
AK Parti’nin 8 yıllık kesintisiz eğitimi kademeli hale getirecek ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaracak olan yasa teklifi ile 1997 öncesindeki ortaokul eğitimi sistemine geri dönülmesi planlanıyor. Çalışmaları devam eden kanun teklifiyle ilköğretimin ilk dört yılı olan ‘birinci kademesi’ ile ikinci dört yılı olan ‘ikinci kademesi’nin binalarının ayrı olması ‘esas’ olacak. Ancak fiziki, coğrafi ve ekonomik gerekçelerle iki kademe, bugünkü ilköğretim okulları gibi, birlikte de olabilecek. 1997’de yasaya konulan “…ortaokullara 1997-1998 ders yılı başından itibaren hiçbir şekilde öğrenci alınmaz.” ifadesi de kanundan çıkarılacak.
Öte yandan yeni sistemle çıraklık eğitiminde de önemli değişiklikler geliyor. Halen ‘8 yıllık ilköğretimi’ bitirdikten sonra gidilebilen çıraklık eğitimine ilköğretimin ‘birinci kademesi’ olan 4. sınıftan sonra gidilebilecek. 14 yaşına çıkarılan çıraklığa başlama yaşı ise yeniden 13’e indirilecek. Böylece okumak istemeyen çocuklar, yaşları geçmeden çıraklığa başlayıp erkenden meslek sahibi olabilecek. Öğrenci statüsünde değerlendirilen çıraklar, teorik eğitimlerini meslekî eğitim merkezlerinde, pratik eğitimlerini ise çalıştığı işyerlerinde tamamlayacak. Ayrıca ilköğretimdeki öğrencilerin meslekî eğitime yönlendirilmesi için 5. sınıftan itibaren yönlendirme çalışmaları başlatılacak. zaman