fem

Harekete Geçmede Motivasyonun Önemi

Güdülenme(Motivasyon); öğrenmeye veya bir işi yapmaya hazır hale gelmek demektir. Ulaşmak isteği hedeflerin farkına varması ve bunlara ulaşmak için gayret göstermesi içinde harekete geçmesini de isteklendirme olarak değerlendire biliriz.
Değişik zamanlarda çalışmaya istekli olmadığımız durumlar olabilir. Bu durumlarda isteklendirme çok önemlidir. Bir türlü çalışma ortamına gelemiyor ve dersimizin başına oturamıyoruz. Bu durumu yaşamak sınavlara hazırlanan her öğrenci için olağandır.
Bununla birlikte, hele de bazı branşları çalışmakta oldukça güçlük çekmekteyiz. Bu durumdan kurtarmak için bir sihirli değnek olsa da bir veya bir şey bizi motive etse de ders çalışmaya başlasak denir.

Bu durumdaki sınava hazırlanana öğrencilerimize tavsiyemiz:
Motive olmuş olmak ders çalışmaya başlama olarak sonuçlanmış olabilir. Daha da önemlisi sanki ders çalışmaya başlamış olmak sizleri motive etmelidir. Bu asla göz ardı edilmemelidir. “Bitirmek için mutlaka başlamak gerekir” dense yeridir diye düşünüyorum.

Anlaşıldığı üzere başlamadan, hareketlenmeden önce güdülenmeyi beklemek sanki yanış oluyor. Çalışmaya başlayınız, masaya oturunuz motivasyon sanki ardından çok hızlı gelecektir. Konuları anlamaya başladığınızda, öğrenme ile sonuçlandığında o durumda daha istekli olduğunuzu göreceksiniz. İyi ki ders çalışmaya başlamışım ifadesi dilinize gelecektir. Öğrendikçe daha fazla öğrenmek, çalıştıkça daha fazla çalışmak isteği sizde uyaracaktır.

Sabırlı olunmalı, ayrıntıda boğulmamalı ki çalışmak için motive olunsun. Düzenli olmak, disiplinli olmak noktasında daha dikkatli olmanız gerekir. Sınav hazırlıklarınız hızla devam ederken çevrenizdeki insanların ders dışı tekliflerine karşı bir planınız olmalı, onları da kırmadan nerede hayır nerede evet diyeceğinizi bilmelisiniz.

Yeni konular öğrenme kolay bir uğraş değildir. Mutlaka bu süreçte sabır gerekir, dikkat gerekir, bu süreç bilinmelidir ki zahmetlidir. Hazırlıklı olmak gerekir. Uzun soluklu çalışmalar bir irade işidir ve bir inanç işidir. Uzun soluklu gerçekleştireceğine inandığı hedefler koymalı ve onları gerçekleştirmek için sıradan geçici zevk ve isteklerini öteleyebilmelidir.

Bir konuda motive olmak veya istekli hale gelmek için mutlaka aşağıdaki maddeler dikkatle ele alınmalıdır.

1. Kesinlikle bir başkasıyla kıyaslanmayı düşünmemelisiniz, bir kıyaslama durumu ortaya çıkacak olursa, bir önceki halinizle kıyas yapmanız daha uygun olacaktır.
2. Eğer bir problemle karşılaştığınızı düşünüyorsanız onu çözmeden geçmeyeceksiniz
3. Hedefsiz bir çalışma planlaması olmaz; kendinize bir hedef belirleyeceksiniz.
4. Yeni konular öğrenmenin zevkinin farkına varıp merakı sürekli zinde tutmanız gerekir.
5. Çalışmayı kâğıt ve kalemle içi içe yapmalı, not alma, özetleme, altını çizme veya bir başkasına anlatma-anlattırma yol ve yöntemleri tercih edilmelidir.
6. Bazen sizlerde farklı performans düzeyleri olabilir. Bu duruma takılmadan tekrar kendinizi istekli hale getirmenin yollarını aramalısınız.
Bunun sebebini irdeleyecek olursak; isteklendirme düzeyindeki yetersizlik halidir. Yani yeteri kadar motivasyona sahip değilsinizdir. Motive olduğunuz zaman daha heyecanlı ve istekli bir şekilde ders çalıştığınızın farkındasınızdır.
Bu sebepten dolayı öğrenmeye hazır hale gelme ve bu mesajları beynimize iletme, olumsuz mesajlardan geri durma öğrenme ve çalışmak için çok önemlidir. Dersin başına merakla, heyecanla ve aşk-u şevkle oturalım.
7. Kendinizi başarısız hissettiğiniz konularla alakalı olarak değişik sebepler üretmek doğru bir yol ve yöntem değildir. Eğer sınavlarda bu konuları da çözmeniz gerekiyor ve başarınızın anahtarlarından bir tanesi de bu konularsa üzerine gitmelisiniz.
8. Bir plan ve programınız oluştuğuna göre, mutlaka uyum içerisinde sınava kadar bu programı takip etmek en doğru yoldur.
9. Hayatın sosyal yanını ihmal de etmeden, sınavlara hazırlık ile sosyal hayat arasında mutlaka dengeyi bulmak zorundasınız.
10. Metafizik unsurları ihmal etmemeli kendinize dua ettiğiniz gibi birilerinin de size dua etmesini rica etmelisiniz.(Daha etkilisi bir başkasının sizin için ettiği duadır.)

Genellikle anne-babalar sınavlara hazırlanan öğrencilerde bir motivasyon eksikliği sezdikleri zaman öğrencilere ders çalışmaları konusunda bir baskı yapmaktadırlar. Bu durumda beklenen sonucun aksine durumlar ortaya çıkmakta ve öğrenciler ders çalışmamaktadır. Anne ve babaların şunu bilmeleri lazım ki ısrar ve baskı bir motivasyon aracı değildir.

fem

Başarıyla Çalışabilen Sonuçtan Endişe Duymaz

Çalışma düzenini, günlük çalışma sistematiğini oluşturmuş, ders çalışırken birçok farklı kaynaktan yararlanan, anlaşılacağı gibi, çalışmayı bir heyecan ve lezzet haline getirmiş olan bir öğrenci sınavların yaklaşıyor olmasından veya varlığından hiç endişe duymaz. Çünkü sınavlar onun başarısının açığa çıkması için bir yol olmaktadır.

Bununla birlikte düzenli ve istikrarlı çalışan öğrenciler sınavlar yaklaştıkça notlarını değişik aralıklarla tekrarlayarak sonuca daha rahat ulaşmayı hedefler. Bu konuda daha önceden yapmış olduğu hazırlıkların bereketinde istifade eder.

Buradan hareketle, ders çalışırken “bu bilgi daha sonra mutlaka işime arar”, “yine yeni bilgiler öğrendim”, “çok ilginç bilgiler” düşüncesinden hareketle ders çalışma isteğiyle masasının başına oturmalıdır.

Doğru çözdüğü her soru sizde bir heyecan uyarmalı, yeni öğrendiği konular bir mutluluk kaynağı olmalı bir istek ve arzu oluşturmalıdır.

Mutlu olmak ve heyecanlanmak yerine kendimizle kavgalı bir şekilde masaya oturmak öğrenmeye dönük ilk hamlemizi sıkıntılı hale sokmuş olur. Buradan verimli ders çalışma çıkmaz ve sağlıklı öğrenme oluşmaz. Şimdi sıkılabilirim, ayni zamanda yorulabilirim ancak sınavlarda başarılı olduğum zaman, tüm sıkıntılar gitmiş geriye lezzetleri kalmış olur. Bu bakış açısını aslında bir hayat felsefesi haline getirmemize de bir başlangıç yapmış olur.

Başarıya ulaşma yolarının sonucunda ulaşacağımız mutlulukları başlangıçta görmeye çalışmamız sizi daha istekli hale getirmiş olacaktır. Buradan hareketle bir oyun bir eğlence olarak görülmesi sınavlara hazırlığı farklı bir hale sokmuş olur.

Şu gerçeğin farkına varmış olmalıyız ki, en verimli öğrenme veya en az unutulan öğrenme, öğrenme aşamasında eğlenceli ve mutlu şekilde oluşan öğrenmelerdir. Öğrenme sürecindeki psikolojik dinginlik, öğrendiğimiz bilgileri daha az unutmamız sonucunu doğuracaktır. Öyle ki, sınavlara hazırlanırken mutlu olur ve işi eğlenceli hale getirirsek daha sağlıklı ve daha oturmuş bir karakter yapısına ulaşmış oluruz.

fem

Çalışmaya Hazır mısınız?

Öğrencilerin hayatı hatta bazen bazı yetişkinlerin hayatı sınavlarla doludur. Öğrenciler sınavlara hazırlanmayı bir hedef haline getirdikçe, soru çözmek oldukça zevkli hale gelir. Bundan dolayı düzenli bir hayata sahip olmalısınız. Bu düzenli hayat içinde sınavlara hazırlık önemli yer kaplamalıdır. Bu süreci etkileyecek olumsuz tüm faktörler mümkün olduğunca ortadan kaldırılmalıdır.

Belli bir disiplin içerisinde düzenli, istikrarlı bir biçimde çalışılmak zorundadır. Bunun nedenlerinin ele alacak olursak;

• Sınava hazırlanan öğrencileri şunu bilmelidir ki, insanların kendi ihtiyaçlarını giderme yollarından biride eğitimde elde edilen başarılarla kimselere muhtaç olmadan bir hayat standardı oluşturmak için.

• Ders çalışma disiplini veya bolca kaynak tarama ve kitap okuma öğrencilerin genel kültürünün oluşması sonucunu doğurur. Hayat hakkında daha ayrıntılı bir birikime sahip olmak için.

• Bu birikiminizi tavır ve davranışlarınıza ortaya koyduğunuz zaman diğer insanlardan saygı gören ve sevilen biri olma durumu ortaya çıkmak için.

• Bu birikimler sizlerin duygu ve düşüncelerinizin genişlemesine sebep olduğu gibi, mantıklı bir yaklaşım derinliğine sahip olmak için.

• Yukarıdaki sebeplerle sosyal çevrenizde bir genişleme ve saygınlığınızın artması için.

• Bunların yani sıra ailemiz içinde vazifelerini hakkıyla yapan bir birey olma sonucunda sizlere karşı sevginin de artması sonucu ortaya çıkması için.

• Sizlerdeki bu değişiklikler bir özgüven artışı sonucunu oluşturur, yanı sıra da kişilik özelliklerinde bir oturaklaşma sonucu ortaya çıkarmak için, çalışmalısınız.

• Sosyal ilişki ağınız genişlemiş olacak, daha çok insanla daha rahat diyalog kurmak için.

• Yaşadığınız coğrafyaya ülkenize ve tüm insanlığa fayda üretmiş olacaksınız ya da o yola girmiş olmak için çalışmalısınız.

• Kendinize koymuş olduğunuz hedeflerinizi hayata geçirmek için çalışmalısınız.

Bunlar yapıldığında sonra sanki ardı ardına gelen vagonlar gibi başarılar sıralanacaktır.
Öğrencilerin çok zeki olması sınavlarda başarı için tek etken olarak görülmemelidir. Velilerimiz genellikle çocukları ile alakalı olarak şu ifadeyi kullanırlar. “Aslında bizim çocuk çok zeki, ama çalışmıyor. Biraz gayret etse bu iş olacak.” Denilmektedir. Bu ifadelerde mutlaka doğruluk payı vardır. Ancak şu bilinmelidir ki; heyecanlı, istekli ve gayretli bir şekilde öğrenciler çalıştıklarında mutlaka karşılığını alacaktır.

fem

Neden Verimli Çalışmalıyız?

• Sınavlara hazırlanan bir genç önce kendisine sonra ailesine sonra sosyal çevresine karşı sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini düşünür, bunları yerine getiremediği zaman bundan rahtsız olur veya vicdanı sızlar.

• Bireylerin kendilerine olan güvenlerinde bir kayıp oluşur.

• Sürekli bir şeylerin eksik olduğu hissine kapılır. Bu his sonraki yaşamına dair algılarını etkiler.

• Ne ara çalışmamız bize zevk verir nede eğlenmek ve dinlenmek istediğimizde bir huzur duyabiliriz. Bir yerlerde hep bizi rahatsız eden bir durum varmış hissi oluşur.(Normal olan oluşmasıdır.)

• Sınavlara hazırlanırken bir düşence sapması yaşarsak, eğlenirken veya dinlenirken de aklımız derslerde olur. Kısacası kendimizi yaptığımız etkinliğe odaklayamamış oluruz.

• Öteledikçe çalışmaya birikir konular, başlayalım çalışalım derken gözümüz korkar, konular artar. Buda bizde bir sıkıntı kaynağı olarak belirginleşmiş olur.

• Sınava hazırlanan gençler çalışmaktan kendilerini geri tutarlarsa, başarıda onların semtine çok uğramaz.
Bu nedenlerden dolayı hiç geciktirmeden hemen çalışmaya oturmalı ve ötelememeliyiz. Sakin ha! Yarın başlarım, hafta sonu başlarım veya iki gün sonra başlarım gibi yanlış mesajları dillendirmemelisiniz. EVET derhal! Başlamalı ve hiç ama hiç vakit kaybetmemelisiniz. Bu ifadeleri kararlı bir biçimde dile getirmeli ve arkasında durmalısınız, yanardöner olunmamalıdır.
Sanki daha ders çalışmaya hazır değiliz. Aklınızdan bu yâda buna yakın ifadeler veya düşünceler geçiyorsa “bir format atmanız gerekecek” bir düşünce bir aldatmaca ve problemdir. Hiç vakit geçirmeden dersin başına oturulmalı birilerinin sizlere söylemesine veya hatırlatmasına gerek kalmadan çalışılmaya başlanmalıdır.

Ne kadar kötü değil mi? Hadi kalk çalış birileri tarafından denmesi sizlerde irade ve istek var o zaman haydi çalışmaya…

fem

Sınavlarda Başarılı Olmanın Yolları

Sınavlar her şey olamasa da hayatımızın bir basamağı. Gerekli bilgi ve beceriye sahip olduktan sonra uygulanacak küçük stratejilerle daha çok net, daha fazla puan almak olası.
Bu uygulamalar başarıyı artıracaktır.

Bir bölüme başlamadan önce,
Başlayacağınız bölümü cevaplamadan önce birkaç saniyenizi 0 bölümün yer aldığı sayfaları hızla gözden geçirmede fayda vardır. Böyle bir işlem testin yapısı ve soru sayısındaki değişikliğe karşı uyanık olmanızı ve kendinizi değişikliklere karşı yeniden düzenlemenizi sağlayacaktır.

Hız ve isabet arasındaki denge,
Zaman kazanma düşüncesiyle çok hızlı çalışıp hata yapmak uygun değildir. Çünkü yanlış cevaplardan puan alınamaz, tam tersine puan kaybedilir. Diğer taraftan, aşırı dikkatli olarak her soru üzerinde fazla zaman harcamak da yeterli puanı toplamanızı engelleyecektir. En uygun olanı hız ile isabet arasında denge kurmaktır.

Sorularla inatlaşmama,
Sınav sorularının bölümlere göre getirileri aynı olmasına rağmen, zorluk düzeyleri aynı değildir. Herkesin yapabileceği basit nitelikte sorular olabileceği gibi, seçici sorular da olacaktır. Karşılaşılan soru üzerinde belirli bir süre geçtiği halde hala çözüme ulaşılamıyorsa fazla zaman kaybetmeden diğer soruya geçilmelidir. Unutmamak gerekir ki bu tür soruların puan değeri aynıdır. Önemli olan zor sorular çözmek değil, çok soru çözmektir. Fakat üzerinde zaman harcanması gerektiğini düşündüğünüz her soru atlanırsa, kısa bir süre sonra çok az soruyu cevaplandırmış olacak az bir düşünmeyle cevaplanabilecek sorular geçilmiş olacaktır.

Sınavda zaman ayarlama,
Uygulana sınavın diğer bir özelliği ise verilen zaman aralığında belli miktarda sorunun çözümüne ulaşılmış olunmasıdır. Yeni uygulamada öğrenciler yanında saat bulundurmayacak. Sadece ÖSYM tarafından sınıf ve salonlara asıl saatler kullanılacaktır. Gerçek sınava kadar biyolojik saatin işlevsel hale getirilmesi gerekir. Bu da ancak zaman karşı uygulanacak soru çözümleriyle kazanılabilecektir.

Kodlama stratejisi,
Puan getirici çalışmalar ancak soruları dikkatli okumak, doğru çözmek ve uygun biçimde kodlamakla mümkün olacaktır. Her soru için soru kitapçığından cevap kağıdına, cevap kağıdından soru kitapçığına gidip gelmek hem ciddi bir zaman kaybı hem de dikkat yoğunlaşmasını kesen bir engeldir. Yapılacak en uygun olanı kodlamanın grup halinde yapılmasıdır. Kodlama süreleri zihninizi dinlendirmek için kullanacağınız bir dinlenme aralığı olarak da kullanılabilir. Ayrıca soru çözerken geliştirilecek yeni bir kodlama sistemi bizlere zaman kazandıracaktır. Böyle bir sistem geliştirmenin yararı, doğru cevapları belirlemek, değiştirilen cevaplar, atlanılan soruları ve tekrar gözden geçirilmek istenen cevap ve sorular için farkındalık oluşturmasıdır.

Sınavların zekâ testi işlevi değil, sıralama işlevi vardır.
Bütün soruları doğru cevaplama beklentisi içinde olmak, kaygının oluşmasında en önemli faktördür. Gerek kolejlere, gerekse üniversitelere giriş sınavları öğrencilerin zekâ düzeyini ölçmeyi değil, onlar arasında bir sıralama yapmayı amaçlamaktadır. Bu sebeple giriş sınavlarındaki bütün soruları cevaplamayı beklentisinde olamamak gerekir.
Hayatınızın başarılarla dolu olması dileğiyle.

FARUK ARDIÇ
Fem Dershaneleri Rehberlik Servisi

fem

Sınavlara hazır mıyız?

Sınavlarda başarı bazen önümüzdeki sürece nasıl baktığımızla ilgilidir. Eğer gireceğimiz sınavların bizim için ne ifade ettiği iyi bir şekilde kavranırsa, hedefe ulaşmak için elimizde önemli bir ipucu olacaktır.

Sınavlar, bizim için ne ifade ediyor? Sınav olgusu bizde hangi duygu ve düşüncelerin oluşmasına neden oluyor? Bu sorulara vereceğiniz cevaplar sınav sürecinde başarıya ulaşmada oldukça belirleyici rol oynayacaktır. Çünkü biz sınava nasıl bir anlam yükleniyorsa, hazırlık süreci içinde sınavla ilgili yaşadıklarımıza vereceğimiz tepkilerde bu yönde olacaktır. Bu da elde edeceğimiz sonucu etkileyecektir.
Sınavın bizde oluşturduğu etki ölçüsünde, ya amaçlarımıza ulaşmamızda bir araç olacak ya da sevmediğimiz, kaygıyla baş etmeye çalıştığımız bir amaç haline gelecektir. İşte başarıda belirleyici olan bu bakış açısıdır. Başarı ve başarısızlıklarımızın altında bu bakış açıları ve kendimizi gerçekten sınava nasıl hazırlayacağımızı bilememek yatmaktadır.  Sınavlara hazırlık sürecinde iki düşünce yapısı ağır basar.

Bunlar;

1.Sınava hazırlıkta kontrol elimizdedir :
Bu düşünce yapısında isek olayları belirleyen ve kontrol eden biz oluruz. Bu gruptaki insanlar, ne istediklerini bilirler, çok azimli ve kararlıdırlar. Zamanı ve kendilerini yönetme konusunda iç disiplinleri gelişmiştir. Sürekli ve etkili çalışma alışkanlığına sahiptirler. Yani proaktiftirler.

2.Sınava hazırlıkta kontrol bizde değildir:
Bu düşünce yapısındaki insanlar yapılması gerekenleri bilmekte ancak bir türlü uygulamaya geçememektedir. Şartların oluşturduğu durumlara karşı sürüklenirler. Kendilerine tam olarak güvenmezler, sürekli endişe içindedirler, süreci kontrol edemezler, dikkatlerini toplayamazlar, yeteri kadar azimli değillerdir ve çalışma alışkanlıkları oturmamıştır. Yani reaktiftirler
Başarıyı getiren ve engelleyen iki yaklaşımı ortaya koyduk.
Peki, sınava hazırlık sürecinde kontrolü elde tutabilmek için öncelikle ne yapmak gerekir?
Öncelikle nasıl bir sınava hazırlandığımızı bilinmesi gerekir. Hazırlandığımız sınavın teknik yapısı nasıl? Sınavda kaç soru gelecek, sorular hangi konulara yönelik olacak? Soruların zorluk dağılımı nasıl olacak?, hedefe ulaşabilmek için ortalama kaç net yapmam gerekecek? Bütün bunlar bizde sınava yönelik gerekli bilişsel farkındalık oluşturacak faktörlerdir.
Sınavlara bilişsel olarak hazırlıklı olmak; Sınavlarda başarılı olabilmem için gerekli bilgi donanımına sahip olmam gerekir. Bunun için de önce hedefim nedir, hedefime yönelik hangi derslere çalışmam gerekir, bilginin kalıcı olmasını nasıl sağlayabilirim, unutmayı nasıl azaltabilirim, bildiklerimi nasıl uygulayabilirim? Bütün bunların cevaplarına ulaşılması gerekir.
Sınava psikolojik olarak hazırlıklı olmak; isteklendirme düzeyini yüksek tutma, dikkati ve konsantrasyonu sağlama, kaygıyı kontrol etme gibi süreçler bizde duyuşsal farkındalık sağlayacaktır.
Sınav stratejilerini uygulamak, hangi testlerden başlamalıyım? Kodlamayı nasıl yapmalıyım, zamanı nasıl verimli kullanabilirim? Bütün bunlara denem sınavları uygulayarak ulaşabileceğimi bilmem gerekir.

Ve unutmayın ki; “Siz neye hazırsanız, o da sizin için hazırdır.”
Faruk Ardıç
Fem Dershaneleri Bölüm Başkanı

fem

Deneme Sınavları Nasıl Değerlendirilmeli

- YGS ve LYS’de hangi tür sorular gelecek?
– Çok çalışıyorum ama netlerim artmıyor?
– Konu eksikliklerimi bilmiyorum?
– Soruların zorluk derecesi nasıl olacak?
– Sınavlarda çok heyecanlanıyorum?
– Sınavlarda çoğu kez zaman yetiremiyorum

türü iç konuşmalar üniversiteye hazırlanan tüm öğrencilerin zihnini meşgul eder. Bu soruların etkisiyle sınava gerektiği gibi hazırlanamayan birçok öğrenciye rastlamak mümkündür.
Sürekli çalışıyor olabilirsiniz ama bu çalışmalarla edindiğiniz bilgiyi, donanımı ve becerileri eğer sınamazsanız neyi, ne kadar öğrendiğinizi anlamanız pek de mümkün olmayacaktır. Ayrıca asıl sorun neyi bildiğinizden daha çok neyi bilmediğinizdir. Öncelikle eksikliklerin bilinmesi daha sonra bunların giderilmesi deneme sınavlarıyla kazanılacak bir durumdur.
Sınavlara hazırlık sürecinde çeşitli dönemlerde farklı çalışma tarzları öne çıkacaktır. Kimi zaman konu öğrenimi, kimi zaman genel tekrar ve özet çalışmalar, kimi zaman da test çözümü öne çıkacaktır. Sınavlara belli bir süre kaldığında ise öne çıkan çalışma türü deneme sınavlarıdır.

Deneme sınavların öğrencilere kazandırdıkları şunlardır.
• Öncelikle öğrenciler deneme sınavları ile bilgi ve kavramaya yönelik eksikliklerini belirleyecek, gerçek sınavda çıkması muhtemel soru tiplerini kavrayacaklardır.
• Deneme sınavları ile bir taraftan zamanı uygun kullanma becerisi kazanırken diğer yandan öğrenmeyi etkileyen kaygıyı kontrol altına almayı öğreneceklerdir.
• Deneme sınavlarının öğrencilere diğer kazanımı bilişsel gelişimlerine yönelik geri bildirimleri sunmasıdır. Belirli aralıklarla olunan sınavlarla öğrenciler kendi gelişimini değer olarak görme imkânına sahip olacaktır.

Deneme Sınavları boy aynasıdır;
Deneme sınavları kişinin bir tür boy aynasıdır. Boy aynası kişinin bütün bedenini göstererek bireyin kendine çeki-düzen vermesini sağlar. Deneme sınavları da öğrencinin sınava hazırlık düzeyini ölçer. Alınan puanların hedefe ulaşıp ulaşamayacağını görür. Yapacağı çalışmalarını bu sonuçlara göre düzenler.

Deneme sınavları, gerçek sınavın provasıdır;
Bir sporcu, bir sanatçı sahneye veya sahaya çıkmadan önce sergileyecekleri oyunu defalarca prova eder ve hata yapma ihtimallerini en aza indirirler. Öğrencilerin hayatının yönünü belirleyen sınavların da provası da deneme sınavlarıdır. Deneme sınavlarına giren aday, gerçek sınavda ne yapacağını bilir, gerçek sınavda karşılaşacağı durumlarla daha önceden yaşayacağından dolayı gerçek sınav tecrübesi edinecektir. Bu nedenle tüm deneme sınavlarının dikkatle uygulanması gerekir.

Öğrenmenin bir yolu da deneme sınavlarıdır;
Öğrenmenin gerçekleşmesinde birçok süreçler vardır. Bunlardan biri de deneme-yanılma yoluyla öğrenmedir. Denene-yanılma yoluyla öğrenme uygulamaya dayalı olduğu için diğer öğrenme yöntemlerine göre daha kalıcıdır. Yapılan tekrarlarla öğrenme arasında bir noktaya kadar doğru orantı vardır. Birçok öğrenci öğrenmeyi, bilgiyi hafızaya alma olarak algılar. Oysa önemli olan bilgilerin depolanması değil, kavranması ve uygulanabilir olmasıdır.

Deneme Sınavlarıyla strateji belirlenir;
Öğrenciler sınav öncesi deneme sınavları sayesinde gerçek sınavda nasıl bir strateji uygulayacaklarını öğrenir. Örneğin, önce sayısal bölümden mi, sözel bölümden mi başlamalıyım? Her bölüme ne kadar zaman ayırmalıyım, kodlamayı nasıl yapmalıyım, sınav kaygısına karşı en etkin yol nasıl olmalıdır? türü stratejiler deneme sınavlarında kazanılabilir.

Deneme sınavları öğrencinin motivasyon düzeyini yüksek tutar
. Motivasyon bir tür isteklendirmedir. Deneme sınavlarıyla öğrencilerin diğer bir kazanımı da yüksek motivasyona sahip olmalarıdır. Öğrencilerin, aldığı puanlarla tercih etmeyi düşündüğü bölümün puanını karşılaştırarak ne kadar daha çalışması gerektiğini, kaç puana ihtiyacının olduğunu denemelerle öğrenebileceklerdir.

Değerlendirilme yapılmalı;
Yanlıca deneme sınavlarına girerek öğrenme tam anlamıyla gerçekleşmez. Öğrenmenin doğru olup olmadığı geri dönütlerle olur. Üniversite adayı her deneme sınavından sonra sınavda yaptığı yanlışları, yapamadığı sorulara bakarak genel bir değerlendirme yapmalıdır. Değerlendirmede ise yanlış yapılan soruların nedeni araştırılmalı, hata ve eksiklerini giderme yoluna girmelidir. Konuya yönelik bilgi eksikliği veya yanlış öğrenmeler varsa kaynaklar tekrar gözden geçirilmelidir.

Deneme sınavların seçiminde özen gösterilmelidir;
Uygulanan deneme sınav sorularının gerçek sınavı yansıtacak düzeyde olmasına dikkat edilmelidir. Bunun için  de kaynak seçimine özen gösterilmelidir. Yoksa sınav sonrasında alınan puanların yanıltıcı olacağı gibi öğrenciler için de zaman kaybına neden olacaktır. Deneme sınavlarından verimi alabilmek için mutlaka yönergelere uyulması gerekir.

FARUK ARDIÇ
FEM DERSHANELERİ REHBERLİK SERVİSİ

fem

Tekrar Yapma Zamanı

YGS yaklaştıkça ailelerin ve öğrencilerin sınav kaygısı artıyor. Aileler çocuklarının daha çok çalışmasını, daha fazla soru çözmesini istiyor. Başarıya çok çalışmakla ulaşılacağını zanneden aileler, öğrencileri sürekli soru çözmeye teşvik ediyor; hatta soru çözmesi için onları zorluyorlar. Öğrenciler ise konuyu tam özümsemeden okulda veya dershanede ders sırasında dahi, öğretmeni dinlemek yerine, ailelerinin koyduğu hedefe ulaşmak için durmadan soru çözmeye çalışıyorlar. Bu şekilde çalışarak öğrencinin başarıya ulaşması mümkün mü?
Soru çözümü için bilginin kavranması önemlidir

Öğrenme bilişsel süreçleri içerdiğinden dolayı, Önce bilginini kavranması sonra da uygulama süreçleri gelir. Bilgiyi kavramadan uygulamaya geçmek, testlerde yanlışların artmasına neden olacaktır. Burada ailelerin bilmesi gereken konu tam öğrenilmeden, kavrama düzeyine çıkılmadan uygulamaya yönelik soru çözme hedefleri vermenin uygun olmadığıdır. Verimli çalışmalarla ve etkili tekrarlarla öğrenilenler bilgi basamağından kavrama basamağına geçişi sağlanabilir. Diğer bir ifade ile kısa süreli bellekteki bilgiler tekrarlarla uzun süreli hafızaya aktarılabilir. Bunun için kodlamaların kalıcı olması için belirli aralıklarda tekrar yapılmasıdır. Tekrarlarda ise öncelikle öğretmenin derste anlatmış olduğu derslere ve sınıfta çözmüş olduğu sorulara ağırlık verilmelidir. Çünkü bu bilgilerde seçicilik olduğu gibi daha önceden görme, duyma olduğundan dolayı hatırlama kolay olacak ve anlamlı öğrenme hızlı gerçekleşecektir. Ayrıca, konulara yönelik dergi ve kitaplardaki ders anlatımları ve çözümlü örnekleri tekrar yapmak bilgilerin kalıcılığını pekiştirecektir. Psikolojini verilerine göre unutma baştan hızlı sonra da azalarak devam etmektedir. Yani öğrenme etkinliğinden hemen sonra unutma hızla devam etmektedir. Unutmayı yavaşlatabilmek için yapılması gereken, öğrenilen konunun vakit kaybetmeden tekrar edilmesidir. Tekrar süresi ne kadar ötelenirse hatırlama da o kadar zor olmaktadır. Öğrenilen materyaller hiç tekrar edilmediğinde öğrenilenlerin % 80’i unutulacaktır. Öğrenmek için ders başında çok vakit geçirmek değil, verimli çalışmak ve çok sayıda tekrar yapmak önemlidir.
Önemli olan verimli tekrar yapmaktır.

Önemli olan çok çalışmak değil, verimli çalışmaktır. Sürekli olarak aynı türden yüzlerce soruyu çözmenin öğrenciye pek faydası yoktur. Öğrencinin çok soru çözmesi sadece rakamsal anlamda öğrenciyi ve aileyi tatmin edebilir. Ancak başarıya nitelikli bir çalışmayla ulaşılır. Bunun için öğrencinin çözdüğü her sorudan bir şey öğrenmesi gerekir. Aile, bu gerçeği göz ardı ederse, çocuğunu boşu boşuna zorlar, onu gereksiz yere strese sokar. Öğrenci, sosyal ihtiyaçları için kullanabileceği zamanı gereksiz yere soru çözmekle harcar.
Günde Kaç Saat Tekrar Yapılmalıdır?
Her öğrencinin eğitim altyapısı, yeteneği, algılama düzeyi, çalışma alışkanlıkları, kullanabileceği serbest zaman aralığı birbirinden oldukça farklıdır. Bu kadar farklılığın olduğu bir durumda her öğrenci için geçerli tek tip bir çalışmanın ortaya konması mümkün değildir. Bir konu için, yerine göre, 50 soru fazla gelebildiği gibi, başka bir konu için 150 soru az gelebilir. Bir konunun öğrenilmesinde, çalışma süresi ve soru bakımından kesin sınırlar çizmek yerine, o konunun anlaşılmış olması şartı aranmalıdır. Her konuyu eşit süre harcayarak anlamayı beklemek veya aynı sayıda soru çözmeyle konuya hakim olacağını zannetmek uygun değildir. Burada ölçü, konunun yapısı ve anlaşılabilirliği olmalıdır. Eğer konuyla ilgili sorular rahatlıkla çözülebiliyorsa, anlaşılmayan konulara daha çok zaman ayrılmalıdır. Yok, eğer konu anlaşılmamış ise, çözüme devam edilmeli, Belirli soru çözersen almayabilirim düşüncesinde vazgeçilmelidir.

Sınavda Başarılı Olabilmek İçin, Tekrar Yapmak Gerekir.

Tekrar, bir hatırlama yoludur.  Özel bir yetenek söz konusu değilse öğrenmenin temeli tekrara dayanır. Düzenli tekrar yapmayan bir öğrenci, daha önce öğrendiği bilgilerin çok azını anımsayacağı için, bilgiler arası bağlantı kurmakta zorlanır ve öğrencinin verimi düşer. Bu yüzdende öğrenmek için gayret boşa gitmiş olur.
Unutmamak gerekir ki, unutmanın en etkili ilacı periyodik tekrarlardır.
FARUK ARDIÇ
Fem Dershaneleri Rehberlik Servisi

fem

Ygs’de Puan Artırmanın Yolları

Mart ayının 27 sinde YGS uygulanacak. İki aşamalı sınavlarının ilkini oluşturan YGS’de konulara ait temel bilgilere sahip olmanın yanında onları kullanabilen, sınav stratejilerine göre hareket eden adaylar başarılı olabilecekler. Gerekli bilgi ve beceriye sahip olduktan sonra uygulanacak küçük stratejilerle daha çok net, daha fazla puan almak elimizde.

YGS’de Puan Artırıcı İpuçları
Sınava başlamadan önce ön hazırlık gerekir.
Sınav başlamadan önce birkaç saniyenizi o bölümün yer aldığı sayfaları hızla gözden geçirmede fayda vardır. Böyle bir işlem, hem testin yapısı ve sorulardaki nitel ve nicel değişiklikleri kavramayı karşı hazır olmanızı sağlayacak hem de sınava psikolojik olarak hazır olmayı sağlayacaktır.
Hız ve isabet arasındaki denge kurulmalıdır.
Sınavda hız ile zaman arasında denge kurulmalıdır. Zaman kazanma düşüncesiyle çok hızlı cevaplama hata yapmak ihtimalini yükseltir. Yapılacak yanlış cevaplardan dolayı puan alınamaz, tam tersine puan kaybedilir. Diğer taraftan, sorulara karşı aşırı dikkatli olmak her soru üzerinde fazla zaman harcamak da yapılabilecek diğer sorulara zaman ayırmayı engelleyecektir. En uygun olanı hız ile isabet arasında denge kurmaktır.
Sorularla inatlaşmamak gerekir.
Sınav sorularının bölümlere göre getirileri aynı olmasına rağmen, zorluk düzeyleri aynı değildir. Herkesin yapabileceği kolay nitelikte sorular olabileceği gibi, seçici sorular da olacaktır. Karşılaşılan soru üzerinde belirli bir süre geçtiği halde hala çözüme ulaşılamıyorsa fazla zaman kaybetmeden diğer soruya geçilmelidir. Unutmamak gerekir ki aynı testeki zor ve kolay soruların puan değeri aynıdır. Önemli olan zor sorular çözmek değil, çok soru çözmektir. Fakat üzerinde zaman harcanması gerektiğini düşündüğünüz her soru atlanırsa, kısa bir süre sonra çok az soruyu cevaplandırmış olacak az bir düşünmeyle cevaplanabilecek sorular geçilmiş olacaktır.
Her bölüme ayrılacak zaman belli olmalıdır.
Uygulanacak YGS’de farklı 4 alan olacaktır. Adaylar girdikleri alanlara yönelik ayıracakları zaman da farklılık arz edecektir. Puan getirilerine uygun olarak tüm alanlara yönelik uygulanacak zaman belirleme stratejileri öğrencilere avantaj sağlayacaktır. Yeni uygulamada öğrenciler yanında saat bulundurmayacak, sadece ÖSYM tarafından sınıf ve salonuna asılı saatler kullanılacaktır. Gerçek sınava kadar biyolojik saatin işlevsel hale getirilmesi gerekir. Bu da ancak zaman karşı uygulanacak soru çözümleriyle kazanılabilecektir.

Kodlama stratejisi geliştirilmelidir.
Puan getirici çalışmalar ancak soruları dikkatli okumak, doğru çözmek ve uygun biçimde kodlamakla mümkün olacaktır. Her soru için soru kitapçığından cevap kâğıdına, cevap kâğıdından soru kitapçığına gidip gelmek hem ciddi bir zaman kaybı hem de dikkat yoğunlaşmasını engelleyen bir durumdur. En uygun kodlama stratejisi ise kodlamanın grup halinde yapılmasıdır. Kodlama süreleri zihninizi dinlendirmek için kullanacağınız bir dinlenme aralığı olarak da kullanılabilir. Ayrıca soru çözerken geliştirilecek yeni bir kodlama sistemi adaylara zaman kazandıracaktır. Böyle strateji kazanmanın diğer bir yararı ise değiştirilen cevaplar, atlanılan soruları ve tekrar gözden geçirilmek istenen sorular için farkındalık oluşturmasıdır.
Sınavlar zekâ testi değil, sıralama işlevi vardır.
Bütün soruları doğru cevaplama beklentisi içinde olmak, kaygının oluşmasında en önemli faktördür. Gerek kolejlere, gerekse üniversitelere giriş sınavları öğrencilerin zekâ düzeyini ölçmeyi değil, onlar arasında bir sıralama yapmayı amaçlamaktadır. Bu sebeple giriş sınavlarındaki bütün soruları cevaplamayı beklentisinde olamamak gerekir.

Turlama Tekniği’’ni uygulamak önemlidir.
Sınavda zamanı iyi kullanabilmek ve yüksek puanı elde edebilmek için ‘‘Turlama Tekniği’’ni uygulamak önem taşımaktadır. Turlama tekniği ise, sınavda cevaplanacak tüm testlerde, birinci turda, cevabına kolayca ulaşılabilecek soruların öncelikle çözülerek zaman alıcı ve zor soruların ikinci tura bırakılmasıdır.
Sınava hazırlanan adaylar, birinci turda cevapladığı normal, kolay ve çok kolay sorularla ortalama bir puana ulaşırken, ikinci turda çözülecek zor sorularla, puanlarını daha da yükseltme şansına sahip olacaklardır.

Soruları Cevaplarken İpuçlarını İyi Değerlendirmek Gerekir.

Soruyu yanlış cevaplamanın birçok nedenleri olabilir. Bunlar, soruyu doğru okuyamamak, verilen ipuçlarını değerlendirememek, algılama hatası, bilgi eksikliği, kavrama yetersizliği olabilir. Yanlışların çoğu soruyu iyi anlayamamaktan kaynaklanmalıdır. Yanlış cevaplamanın önüne geçmek için öncelikle konuya yönelik açık ve seçik bilgi birikimine sahip olmak, verilenleri doğru kavramak gerekir. Soruyu okurken tüm dikkat soruya verilmelidir. Soruda bir takım ipuçları veriliyorsa bunlar mutlaka değerlendirilmelidir. Özellikle soru cümlesinde verilen olumsuz yargılar, değillemeler cevabı tamamen değiştireceğinden dolayı dikkatli olunmalıdır.

Çözüme başarılı olunan testen başlamak daha uygundur.
Testlerin çözüm sırası öğrenciden öğrenciye farklılık gösterir. Önemli olan, öğrenci için zamanlama ve verim açısından en uygun çözüm sırasını, yıl içerisinde yaptığı test çözümü çalışmaları ile belirlemesidir. Genel ilke, en başarılı olunan testten başlamaktır. En başarılı olunan testten başlamak, sınavın başında, her öğrencide belirli bir düzeyde bulanan sınav kaygısının da kontrol altına alınmasına yardımcı olacak, soruların yapılabilirliğinden dolayı öğrencide motivasyon düzeyini yüksek tutacaktır. Ancak sınavda yüksek puan getiren testleri öncelikle cevaplamak gerektiği de unutulmamalıdır. Öğrencinin başarılı olacağı testte hata yapma olasılığı azalacağından, panik ve heyecan ortadan kalkacak ve öğrenci dikkatini yoğunlaştırabilecektir.

Yapabilecek sorular boş bırakmamalıdır.
Bir soru başlangıçta çok karışık görünse bile, o soruyu otomatik olarak atlamamak gerekir. Bu yaklaşım iyi sonuç almanın ilk ve önemli adımıdır. Bu adım turlama tekniği çerçevesinde atılmalıdır. Sınavdaki soruların güçlük derecelerini belirleyen içeriklikleridir. Uzunlukları veya karmaşık görünmeleri değildir. Uzun veya karmaşık görünen sorulara hiç bakmamak veya yapamama kaygısı ile okumayı yarıda bırakmak test tekniği açısından son derece hatalı bir tutumdur. Ancak belirli bir süre geçtiğinde soru çözülemiyorsa bırakılmalı, sınav bitiminde, süre artarsa tekrar o soruyla uğraşılmalıdır.

Her teste ne kadar zaman ayrılmalıdır?
Zaman ayarlaması, öğrencinin yöneldiği teste ve o testle ilgili başarı düzeyine bağlı olarak değişiklik gösterir ve göstermelidir. Bu nedenle testlerde her öğrenci için geçerli bir süre kalıbı göstermek yanlış olur. Bu konuda temel ilke, öğrencinin başarılı olduğu testten başlayıp daha az başarılı olunan testin de tüm sorularına bakarak süreyi, turlama tekniği doğrultusunda en verimli bir biçimde kullanmasıdır. Düzenli ve çok çalışmanıza rağmen sınavlardan umduğunuz kadar net çıkartamıyor ve çok hata yapıyorsanız, yanlış yapma nedenlerinizi dikkatlice araştırmalısınız.

Hayatınızın başarılarla dolu olması dileğiyle.

fem

Yan Dal ve Çift Ana Dal Ne Demek? Koşulları Nelerdir?

Yan dal bir bölümde okurken, fakülte senatosunun kabul etmesi durumunda başka bir bölümde temel dersleri alarak 2. Bir ön ya da lisans yan derecesi almaktır.
Çift dal bir bölümde okurken, fakülte senatosunun kabul etmesi durumunda başka bir bölümün de tüm dersleri alarak 2. bir ön ya da lisans ana diploma derecesi almaktır.
Başarılı (belli ortalamalı 100 üzerinden 85, 4 üzerinden 3-3,5 gibi) öğrencilerin kabul edildiği ve başarı devam ettikçe devam edilebilen bir uygulamadır.